DENİZ O gün havanın durumu pek parlak olmadığı için balığa çıkmamış, ertesi gün için teknesinde hazırlıklarını yapıyordu Salih. Az önce hava bir patlamış, sonra da sanki hiçbir şey olmamış gibi sakinlemişti. İyi ki çıkmamışım diye düşünüp, bir fevkaladelik var mı diye telsizi açtı ve ufku seyre daldı. O sırada duydu anonsu. Son zamanlarda sık duyulan anonslardan biriydi bu. Batan bir gemiden kurtarılması gereken kaçak göçmenler için civardaki balıkçılara duyuru yapıyordu sahil güvenlik. Oldukça kalabalık bir geminin battığını duyuruyor, yakınlardaki balıkçılardan yardım istiyorlardı. Salih birkaç kez böyle çalışmalarda bulunmuş, sonrasında günlerce uyuyamamıştı. Genellikle canlıdan çok ceset çıkarıyorlardı denizden. Çok gerekmedikçe uzak kalmaya çalışıyordu bu facialardan. Ama telsiz ısrarla yardım çağırıyordu. Verilen koordinatlar bulunduğu yere çok yakındı. Dayanamadı ve demir alıp çalıştırdı motoru. Az sonra çalışmaları görebileceği uzaklığa varmıştı. Dürbünle baktı, durum vahim görünüyordu. Alabora olmuş büyücek bir teknenin dibi suyun üzerine çıkmıştı. Üzerinde insanlar olduğu görülüyordu, ama etrafında da saçak saçak sarkan vücutlar vardı. Suyun üzerinde de bedenler görünüyordu. Dalga yapıp insanları suya düşürmemek için sahil muhafaza motoru yanaşamıyor, bindikleri botlardan yardımcı olmaya çalışıyorlardı. Can yelekleri atıyorlardı durmadan insanlara. Balıkçı tekneleri olay yerini çepeçevre sarmış, insanlara ip atıyor, herkes elinden geleni yapıyordu yardımcı olabilmek için. Salih motoru iyice yavaşlatıp tekrar dürbünü aldı eline. Teknenin hemen burnunun az ilerisinde yüzen bir cisim çarptı gözüne. Önce tekneden fırlamış bir şey olduğunu sandı, sonra cisim sanki hareket ediyormuş gibi gördü. Belki de denizin yansımaları gözünü aldatıyordu, ama biraz daha yak