Bu kitap, biraz da uygulamada karşılaştığım eksikliklerden oluştu. Evet, piyasada bu konuda yazılmış birçok kitap var ama hiçbirisi eğitime yönelik arzuladığım kitaplar değildi. Söz konusu kitapların yazarları çok ünlü yazarlar olmasına rağmen hemen hemen hiçbirisi eğitimci değildi. Bu da işin asıl ayağını, pratiğini eksik bırakılmasına sebep oluyordu. Zira yaratıcı yazmanın iki ayağı mevcut: Birinci ayak, yaratıcı yazmanın ikinci ayağı olan edebi yazmaya hazırlık aşaması olan yazma oyunlarından oluşur. Bir başka deyişle yaratıcı yazarlığın birinci ayağı olan yazma oyunları, nasıl ki sınıf öğretmenleri birinci sınıf çocuğuna sesleri (harfleri) öğretmeden önce çizgi çalışması yaptırırsa bu oyunlar da yazar adaylarının edebi yazmaya geçmeden önce yapması gereken egzersizlerdir bir nevi. Ve her nedense bu ayak hep es geçilmiştir. Oysa edebi cümle kurmayı öğrenmemiş, hayal gücünün, yeteneğinin farkında olmayan ya da bunları geliştirecek çalışmalar yapmamış, olaylara değişik bakış açılarıyla bakma alışkanlığı edinmemiş, görsel okuma yapamayan, betimlemeden bihaber insanlara istenildiği kadar edebi yazmayla ilgili tüyolar, taktikler verilsin işe yaramadığını bire bir şahit olmuş birisiyim. İşte bu kitap, bu eksikliği gidermeye aday bir kitap. Bunun yanında bu kitapta ülkemizde bir ilk olduğundan emin olduğum belki de dünyada bir ilki gerçekleştirmek istiyorum. Kitabı okuyup yaptığınız uygulamaları her aşamada bana e-mail olarak gönderebilecek ve bunları sizlerle birlikte değerlendirme şansı bulacağız. Okurla - yazar birbiriyle sürekli bir ilişki içinde bulunacak, birbirimizden çok şey öğreneceğiz anlayacağınız. Yani bir nevi uzaktan uygulamalı eğitim yapacağız. Ne diyorsun, var mısın?
-Bülent Can-
(Tanıtım Bülteninden)
Yavuz üç çocuğunu ve eşini gözlerinin önünde kayıp eder. Şizofreni başlar ve ressam bir genç çocuğu en büyük oğluna benzetip kaçırı. Ona kendi oğlu gibi davranır