İpek, hayatının ileriki dönemlerinde okuduğu hukuk bölümüyle ilgili bir iş yapmak istemese de kendini geliştirmek adına Londra'ya değişim programıyla gelip hayatını tam anlamıyla değiştirmek için ilk adımını atmış olan bir kız. Harry, tüm klişelerde olduğu gibi basketbol takımının kaptanı değil; okuduğunu hukuk bölümünün başkanı. Kendisi gibi 4 arkadaşıyla birlikte okulun en merak edilen ve kızlar tarafından en çok istenilen insanı... Fakat kimse onlar hakkında doğru dürüst bir bilgiye sahip değil... Peki ya bu iki insanın yaşamları küçük bir oyun yüzünden kesişirse? Şişe Çevirmece gibi bir oyun mesela... Harry, kendini arkadaşlarından başka birisine açar mı? Ya da İpek, hakkında hiçbir şey bilmediği bu çocuğa karşı beynini mi yoksa kalbini mi dinleyecek? Tüm bu soruların cevabını öğrenmek için tek bir soru var: Doğruluk mu? Cesaretlik mi?