" Belki bir gün, başka bir yer de, başka bir zaman da..." Kendi kendine mırıldanır gibi, fısıldıyordu kulağıma.
"Yapma lütfen... Bana belki deme! Belki gelirim, belki severim, belki kalırım deme!" Onu iterek kollarından uzaklaştım. Artık gözyaşlarım sesli birer hıçkırık koparıyordu benden.
"Ben seni bekleyeceğime, kestiğim saçlarımın uzamasını beklerim... Saksıdaki çiçeğin büyümesini beklerim...Gece olunca gündüzü, gündüz olunca geceyi beklerim."Bana yaklaşmaya çalıştı. Fakat buna izin vermedim. Delirmiş gibiydim.
"Yağmurun dinmesini beklerim...Kışın bitmesini, yazın gelmesini beklerim! Ben her şeyi beklerim ama seni beklemem! " Buruk bir hayalkırıklığı yüzünde yer edindiğinde burukça tebessüm ettim. O gitmeyi kafasına koymuşken benim onu beklemeyişime bozuluyordu.
"Çünkü benim beklediğim her şey geç gelmekle meşhurdur! Çünkü ben ne zaman beklersem, gelmez beklenen..."
Sete geç kaldığını haber vermek isteyen başarılı bir oyuncu, yanlış numarayı tuşlar ve hikaye o zaman başlar.
Bu yanlış numara, büyük bir aşkın kıvılcımını ateşler. Daha önce duygularını kullanmayan, acımasız, Rusya'nın en büyük adamı aynı zamanda Mardin'in en büyük aşiretinin oğlu olan adam, bu kıvılcımda tutuşmaya hazırdır.
Mardin'de çekilen dizisi ile ün alan oyuncunun, Mardin'li adam ile aşk yaşadığı yerde Mardin olur.