Büyük bir umutla ve sevinçle gittiğim yaz tatiline, hayatımda şu anına kadar yaşadığım kısmında en büyük şokuyla geri döndüm Almanya'ya. Allahım... Bu kâbuslar, korkular hiç bitmeyecek mi ? Hep bu şokla mı yaşayacağım ? Hayatım hep "O andan" öncesi ve sonrasına mı ayrılacak ? Aklımdaki sorular bitmiyor. Korkularda. Bana kendini hep bi şekilde hatırlatıyor işte. Ben, bu kadar acıyı nereye sığdırdım inanın bilmiyorum.
Ben kim miyim ? Hazal, adım gibi bende kuruyup, dökülen bir ağaç yaprağıyım, öyle olmamak için çok uğraşmıştım oysa. 22 yaşında, 3 çocuklu, gurbetçi bir ailenin, ortancısıyım. Üniversite'ye gidiyorum. İyiydik biz "O ana" kadar.. Çok iyiydik.
Şimdi nerde miyim ? Tam da O anda aslında. Yine herşeyi silbaştan tekrar tekrar yaşıyorum...
Mahallenin yaptığı yardımları ile dilinden düşmeyen, bütün kızların deli divane olup peşinden koştuğu, ağırbaşlı, yardımsever ve bir o kadar da sert bir ağır abisi ile evlendiğinizi düşünün... Murat Karasu. Namı değer "Kara Murat" ile tanışmaya ne dersiniz?
Uyarı: Bu kurgu tamamen bana aittir! Cinsellik, şiddet ve bağımsız öğeler içermektedir! Reşit olmayanların okumasını tavsiye etmiyorum.