Azra, çılgınlığın kalıp almış hali, sakarlıkta master'ı var, zekiliğini (!) hiç söylemiyorum zaten.Hemde sadece 17 yaşında.
Kahverengi saçlı yeşil gözlü güzel ama mal bi kız Azra. Hayatın Hollywood'a benzemediğininde farkında. Saf bi kızda değil. Birinin onu sevdiğini anlayabilecek kadar zeki allaha şükür. Her insan gibi Azra'nın da feyvırıt kelimeleri var. İşte onlar bu hikayeye yön veriyor bi nevi.
Kıvanç, gereğinden fazla sıcakkanlı, merhametli ve her türk erkeği gibi çokça öküz. Egoistliği var lakin insanlara " bu ne insan mı? " gözüyle bakmıyor.
Ay durun durun! Kıvanç'ın yakışıklılığından (!) bahsetmem gerek. Yoksa olmaz, tanıtım eksik kalır nxnxn. Kahverengi gözleri, gözleriyle aynı renkte saçları var.
Çok üzüleceksiniz ama malesef badboy değil. Arı gibi o çiçekten bu çiçeğe de konmuyor. Bütün şehride dövmedi zaten. Ne kızları peçete gibi kullanıp atıyor, nede aşırı meşhur bi çetenin başını çekiyor. En yakın arkadaşıyla aynı evde kalan, uzun boylu, 17 yaşında liseli bir genç o.
Bu hikayede bu iki normal insanın tatlı aşk hikayesini ele alıyor. Gülme, en azından kıkırdama garantisi veriyorum.
Savaş'ın Galatasaray'ın şampiyonluk kutlamalarında bankın birinde oturmuş Fenerbahçe'li kadının yanına oturmasıyla başlar her şey.
Argo ve küfür içerir!
[Kurgudaki kişi ve olaylar tamamen hayal ürünü olup hiçbir kurum ve kuruluşla alakası bulunmamaktadır.]