Karanlık dünyanın tam ortasına atılmış beyaz noktadan ibaret bir sokak; Çıkmaz.
İnsanların gelip geçtiği, arabaların korna bastığı, hayvanların kendilerine yuva bulduğu ama insanların aldığı nefeste boğulduğu o Çıkmaz'da bir Kuyu saklıydı.
İnsanlar oyun oynamayı sever, dünya insanların oynadığı oyunla döner.
Küçük kadınların oynadığı oyunlarda karanlık izlerin gizlendiği bu Çıkmaz'daki Kuyu'ya bir küçük kadın daha düşerse ne olur? Sesleri çıkabilir mi? Yoksa oyun daha da mı kirlenir?
Berva; fırtınanın ortasında yanan kız. Bu oyunda en fazla nereye kadar savaşacaktı?
----
Seslerini çıkaramayan kızların sesi olmaya geliyorum. Bu kitapta birçok hayat gizli, birçok kirli iz gizli. Kara lekeleri beyaza boyamak senin elinde. Fırçanı al ve kapıyı arala, korkma burada çikolata veren amcalar, seni olduğundan farklı seven babalar yok. Onlara seslerini çıkaran güçlü kızlar var ve unutma, onlardan biri de sensin. Hayat çizgini belirlemek istersen her bir satırı hayatının aynasına yansıt. Gülümse, acıların kendinden utanacağı kadar güzel hem de çünkü sen kadınsın ve hayatının merkezinde hep bulunsun; kadınlar kırık saçlarına bağladıkları umutlar kadar güçlüdür. Güçlüsün.
"Sevilmek isterken iliklerine kadar sevgisizliği hisseden herkese..."
(...)
"Senin şımarıklıklarını çekecek bir adam değilim."
Sözleri üzerine gözlerim gözlerinde asılı kaldı. Kelimeler zihnimde bir oraya bir buraya kaçışırken hepsini bir araya toplamak oldukça zor olmuştu. Sakin ol Efsan... Kalbimdeki anlamsız ağrıyı görmezlikten geldim. Çenemi havaya dikip ters ters ona baktım. Giydiğim siyah topuklular sayesinde aramızdaki boy farkı bir kafa mesafesi kadarken gerginlikten kuruyan dudaklarımı ıslatıp onunkiler kadar acımasız olan sözlerimi sarf ettim.
"Bende sana şımarıklık yapacak bir kadın değilim."
Yayın tarihi: 12.05.2024