Kurduğu hayaller hala karşısında el sallarken o da oturduğu sandalyede bir öne bir arkaya doğru sallanıyordu. Bazen hıçkırıyor, bazen de öksürüyordu boğuluyormuş gibi. Ellerini beline bastırmış, dindirmeye çalışıyordu içindeki o tarifsiz sancıyı. Hıçkırıklarının ve öksürüklerinin dindiği bir anda fırsat bulup anlatmaya çalışıyor, anlatmaya çalıştıkça daha çok ağlıyordu.
Hemen karşısında oturan doktor ellerini birbirine kenetlemiş dikkatlice hastasını inceliyordu. Kaç saat olmuştu burada oturalı bilmiyordu.
Hastasının ağlamaktan kızarmış gözlerine acıyla baktı. Elini kızın omzuna koydu ve yaklaştı " Artık kabullenmen gereken bir gerçek var Irina." diye fısıldadı.