yağmurlu bir günde her çocuğun her bebeğin doğduğu gibi döğdum bende . 12 yaşıma kadar hayatım toz pembe geçerken bi anda kaderin , hayatın gerçek yüzüyle ve hançerleriyle boğuşmaya başlamıştım ... sabah olmuş etrafta koşuşturmaya başlamıştık istanbula ilk defa gidecektik annem herzamanki gibi aceleci ve bağırmalarıyla devam ediyordu büyük abim ise her zamnki gibi yataktan çıkmak istemeyerek homurdanmaya başladı . küçük abim ise sabah erkenden kalkıp duşunu alıp üzerini giyip hazırlanmıştı babamda erken kalkıp arabayı düzenlemeye gitmişti kardesim ise ortada herkese şaşkın şaşkın bakıyordu ama hazırladıktan sonra küçük abimle aşağı arabaya indi sonra hep beraber kapıyı kilitleyip evden çıkmıştık .petrole gidip arabanın deposu fullenirken ihtiyaçlarımızı karşılamak için aşağı indik her şey bittikten sonra arbaya tekrar bindik herkes yerini aldı ve babam efkarlı şarkılarından açmıştı ve bizde belli bir süre sonra sızmış gibi uyuya kalmıştık . uykumuz ağır oldu için ve de sevdiğimizden dolayı gözlerimizi telefon sesiyle açmıştık . ve istanbulda olduğumuzun farkına gelmemiz biraz zamanımızı aldı ama zaten babamın arkadaşının evinde kalacağımız için toparlandık babam telefonla konuşurken yolun tarif edilmesiyle arabayı sürüyordu . bayırdan aşağı inerken bayırın yarısında durmuştuk camdan dışarı baktığmda sağ taraftaki evin 3. katındaki balkonda ki adam babama gülerek karşılık verdi ve içeri girip yanımıza gelmek için kapıya yöneldi . utangaç olduğum için binanın kapısından girince dar merdivenlerle karşı karşıya kaldık meraklı gözlerle etrafa bakarken yukarı çıkmıştım ve karşımda tanımadığım 3 farklı yüz vardı ve her biri hoşgeldin diye sarıldıve hoşbuldum dedikten sonra gösterdikleri yöne yönelip etrafı süzdüm kapıdan girince sağ tarafta bi televizyon dolabı sol tarafınAll Rights Reserved