Yüzüstü uzandığım soğuk betonun üzerinde saçlarım yüzümü gizlerken ağlamaya devam ettim, boğazıma sayısız hıçkırık diziliyordu ve ben yine dudaklarımı ısırıyordum. Sırf O ağladığımı duymasın diye... Biraz olsun kendime gelebildiğim zaman fark ettim ki, ağladığını saklamaya çalışan tek ben değilmişim.
Yüreği güzel adam başını duvara dayamış, tıpkı benim gibi sessizce ağlıyordu, sarsılan omuzlarından anlıyordum, gözyaşlarının feryatlarını duyuyordum. 'Ağlama.' demeye çalıştım, nefes dahi alamıyorken.
Ciğerlerim ufalmıştı sanki, havadan aldığım nefesler yetmiyordu. Birisi gökyüzünü ateşe mi vermişti? Boğazımdan kesik kesik çıkmaya başlayan hırıltılar her defasında benden bir parça koparıyor, dayanma gücümü tüketiyor, gözlerimin kararmasına neden oluyordu.
Vücudum aldığım hasarlarla ve sayısız morluklarla dolu, üstelik şu an her biri sızlıyor. Avuç içlerim paramparça, boğazımdan günlerdir tek lokma dahi geçmemiş durumda. Göğüs kafesim parçalanmış gibi, nefes alamıyorum, soluklarım tekliyor. Göbeğimin sol yanında açılan derin yaradan ince ince kan sızıyor, kaybettiğim onca kana rağmen hâlâ yaşıyor olmam mucize gibi. Lakin bu mucizenin uzun sürmeyeceğini, her hücremin uyuşmasına rağmen canımın hala yanıyor oluşundan anlıyordum. Ensemden sırtıma doğru titrememin sebebi, ölümün beni sonsuzluğa uzanacak olan dansa kaldırmak istemesiydi.
Evet ben, kendine emanet edileni canı pahasına da olsa koruyacağına ant içmiş kadın. Çilem... Evet ben, içtiği andı birazdan verecek olduğu canıyla tamamlamak üzere olan emanetinin bekçisi kadın. Susmalıyım, yüreği güzel adam sesimi duyar. Duyar da gitme diye feryat eder sonra.
Sanırım, daha fazla dayanamayacağım...
Elveda, güzel yüreğinden öptüğüm adam. Elveda...
Bir kaldırımın köşesinde buldum hayalimi.
Gözlerimi kapattım, bıraktım avucuna kalbimi.
Dedi ki, sonuna kadar tutacak mısın elimi?
İçimden cevapladım, birlikte tırmanacağız tüm merdivenleri.
Mumlar üfledim, dilekler diledim.
Kayan her yıldızda adını sayıkladı dilim.
Ve o bana doğru tek bir adım geldiğinde
Ben hiç gitmesin diye bütün yolları denedim.
🏀
"Doruk?" dedim heyecanla. Bakışları yüzümde oyalanmaya devam ettikçe duramadım yerimde. Bir şey söyleyecekti. Bir şey söylemek için buradaydı. "Kaptın mı formayı?"
"Feza," dedi ve seri adımlarla ona doğru ilerlediğim sırada o da birkaç adım yaklaştı bana. Sadece ismimi söylemişti ama heyecanını yansıtması için bu yeterliydi. Devam etmesini beklerken kalbim yerinden çıkacak gibiydi. "Kaptık formayı."