Aylardan marttı. Dışarıda soğuk bir hava vardı, hatta yer yer kar izleri duruyordu. 18 Mart Çanakkale Şehitleri'ni anmak için bir program düzenleyecektik. Ben, program da türkü söyleyecek, şiir okuyacaktım. Günlerden 17 Mart'tı. Son bir gün kalmıştı ve ben, çok heyecanlıydım. Öğretmenimiz, okul çıkışı büyük salona gitmemiz gerektiğini söyledi. Orada çalışacaktık. Zil çaldı. Öğretmenimiz, ''toparlana bilirsiniz çocuklar'' dedi ve büyük bir heyecanla salonun yolunu tuttum. Fakat oradan içeri girince beni bambaşka bir dünyanın bekleyeceğinden haberim yoktu. Yürüyordum. Kuvvetsiz matematik hesaplamalarıma göre 20 adım sonra orada olacaktım. Yol bitti. Kapıyı açtım ve içeri girdim. Bugün için tiyatrocular da vardı. Onlarla çalışacaktık. Biri bana seslendi, seslenen öğretmenimdi. ''basit, salak yönümle, ''burdaayyıımmm'' diyerek gittim.Giderken biriyle çarpıştım, sonra özür dilemek için döndüm. Ama o an devrim döndü. Nedense her şey karardı, Bir tek onu görüyordum. Boyu kısaydı, ama saçları upuzun. 20 saniye rahat yüzüne baktım. Farketmişti ne oldu anlamın da göz kırptı. Ama diyemedim ki galiba şu karşın da duran mal sana aşık oldu. Gözlerim karardı, sustum. Sadece yüzüne bakıyordum ama o bakmıyordu. Oyun başladı. Ama ben oyunu değil sanki onu izliyordum. Bir ara ortadan kayboldu. Tabi ben bu sırada hep onu arıyorum. ''Nerde bu mal yaa! Herkes burada o salak niye yok'' Anlamadım... Daha adını bile bilmediğim birinin yollarını gözlüyordum, resmen onu arıyordum. Neyse yoktu. Sağa bak yok, sola bak yok. Yok Allah yok! . Adını bilmiyorum ki neden arıyorum, neden? Neden adını bile bilmediğim bir cücenin yolunu gözlüyorum? Ben aşık olmuştum. Hayatta ilkkez ona. O kısa boylu, üç harfli gibi ortadan kaybolan ufak boylu çocuğa. Adı aşk'tı bunun. Başka bir açıklaması olamaz ki.....
sırtım soğuk duvara değince korkmaya başladım, amk bu herif'ten dayak yemeyecek'tim. O kadarda uzun boylu değildi ama şu an kıpırdaya bilirmiydim ondan emin değildim. yanımdaki duvara atığı yumruk ile gözümü kapattım.
Bismillah ne oluyoruz ya. Elimle göğsünden ittim ama nafile azıcık bile kıpırdamadı. Öküz herif. Tabi kas yaparlar yaparlar bizim gibi garibanları düşünmezler. Şerefsiz adam zaten sinirlerim bozulmuştu sayesinde.
"Olum bu ne hal ya! mal mal hareketler çekil başımdan odama çıkacağım, senin ile uğraşamam" Dediğimde çenesindeki kaslar seğirmişti. Kopardı inşallah!
Elini hızla havaya kaldırdı. Sanırım şimdi boku yemiştim. Yada o yemişti çünkü kimseye boyun eğecek bir insan
değildim.
Başlama tarihi: 22 Ocak 2025
Kitap tamamen şahsıma aittir. Çalınması veya kopyalanması durumunda gerekli işlemler başlatılacaktır.