Hikayenin başından sonuna kadar içli içli okumak sıktığı için, dudaklarımdan dökülen kelimeler eşref saatime denk gelmişti.
"Bu hikaye, öyle ya da böyle mutlu sonla bitecek."
Bu zamana kadar yazılan en büyük hikayelerin aşk hikayeleri olduğunu düşünürdüm hep.
Her genç kız sevgilisinden acı bir ayrılık yaşadığında elinde fosforlu kalemiyle o en sevdiği aşk romanına koşar, beğendiği mısraları instagramdaki fotoğrafının altına yazmak için üstünü çizer diye. Yanılmamışım.
Bu hikayenin son kahramanı belli değilse, ilk kahramanı hiç belli değil.
Bölük pörçük bir hikaye, yanlış kişilere duyulan sevgiler. Ayrılamam korkusu, alışılmışlık yalanı. "Ben onu asla unutamam" diyerek kendini kandıran bir kızın gerçek aşkı arama yolculuğu.
"Farkında olmadığım ve artık umursamadığım benliğim beni dürtüp ondan ayrılmam gerektiğini söylese de yaşananlara, yaşanacaklara ve de yaşanmamış tüm anılara rağmen susuyordum. Nasılsa gerçek olan buydu ve o aşk masalları sadece bir avuntudan ibaretti."