Aamir Khan
  • Membaca 1,702
  • Suara 68
  • Bagian 2
  • Membaca 1,702
  • Suara 68
  • Bagian 2
Sedang dalam proses, Awal publikasi Des 12, 2015
Aamir Khan (d. 14 Mart 1965; Mumbai,Maharashtra), Hint oyuncu, yapımcı ve yönetmendir.[1]

Evli olup iki oğlu bir kızı vardır. Eşinin adı Kiran Rao'dur. Aamir Khan birçok filmde oynamış ve yönetmenlik yapmıştır. Kariyerine amcası Nasir Hussain'in filmi olan Yaadon Ki Baaraat (1973) ile çocuk aktör olarak başlayan Aamir Khan, profesyonel kariyerine 12 yıl sonra Holi (1984) ve ticari başarı getiren Qayamat Se Qayamat Tak (1988) filmleri ile başlamıştır. 6 Mayıs 2012 tarihi itibariyle Aamir Khan'ın ilk televizyon programı "Satyamev Jayate", Star Plus kanalında yayınlanmaya başlamıştır. Aamir Khan'ın yeğeni Imran Khan da oyuncudur.

Aamir Khan'ın yapımcılığını yaptığı filmler "Aamir Khan Productions"ın elinden çıkmıştır. Ayrıca Müslüman olan Aamir Khan 2012 yılında hacca[2] gitmiştir.[3] Aamir Khan, Oscaradayı Lagaan filminin başrol oyuncusu ve yapımcısıdır.
Seluruh Hak Cipta Dilindungi Undang-Undang
Daftar untuk menambahkan Aamir Khan ke perpustakaan Anda dan menerima pembaruan
atau
#12jdjd
Panduan Muatan
anda mungkin juga menyukai
SİYAHİR  oleh ben1deniz
13 Bagian Sedang dalam proses
Havanın sıcaklığı, çölün ortasında bir yangına dönüşmüştü. Kumlar, güneşin altında daha da sertleşiyor, her adımda bacaklarınıza yükleniyordu. Sırtındaki çanta, sanki her saniye biraz daha ağırlaşıyor, ama o hiç durmaz, yürümeye devam ediyordu. Adımlarını atarken, gözleri sadece ileriyi görüyordu. Burası, askerlerin kaybettikleri her şeyin, her umudun olduğu yerdi. Zorluğun başladığı, ancak vücutlarının ona alışmasıyla bir şekilde unutmaya çalıştığı yerdi. Burası, zihninin sınırlarını zorladığı, karanlık düşüncelerle baş başa kaldığı yerdir. Saatler geçtikçe, ayaklarındaki acı, aslında daha fazlasını hissettirmeye başlar. Bir müddet sonra, fiziksel sınırların ötesine geçer ve zihin buna ayak uydurur. İlk başta kaslarınız bağırırken, sonradan sadece bir donukluk kalır. Vücudun ne kadar yorulursa yorulsun, komutanın emri, görevdeki sorumluluğun baskısı, bir adım daha atmanı sağlar. Çünkü geri dönemezsin. Bir çığlık duymamak, bir yudum su içmeden yol almak... Bu, tüm askerin yaşadığı mücadeleydi. Kendini bir çukurun dibinde hissettiğin zaman, etrafındaki dünyayı duyamazsın. O kadar yalnızsındır ki, neredeyse hayatınızdaki her şeyin geçici olduğunu düşünmeye başlarsınız. Ama her gün bu hatırlatma bir şekilde unutulur. Çünkü seni bekleyen görev vardır. Ve o görev bitmeden, ne kadar acı çeksen de devam etmek zorundasındır. Gözlerinde uyku eksikliği, vücudunda kanla karışmış terin izleri, aslında seni oraya getiren o içsel güçle savaşıyor gibidir. Bazen derin bir nefes alırsın, ve sonra bir adım daha atarsın. Ama bu bir seçim değildir. Sadece, bir asker olmanın tanımıdır.
anda mungkin juga menyukai
Slide 1 of 10
KOF cover
SİYAHİR  cover
Mafyamı +21 cover
BİNBAŞI'M cover
Yüzbaşı "Kan"🩸 cover
KURŞUNİ(mafya)  cover
METRUK cover
DİLSİZ KURT cover
AL KAN /Kadın asker/ cover
Mesaj | Texting +18 cover

KOF

25 Bagian Sedang dalam proses

Bugün tam bir ay oldu buraya geleli. Dört duvarın arasındayım. Küf kokuyor burası, biraz da is. Derin bir koku çekiyorum içime, işte diyorum kendime; İşte benim yaşama sebebim bu. Zar zor sığdığım yatak bu gece bana dar olmakta kararlı, uyku denen o lanet şey girmiyor gözüme. Bedenim bir külçeden farksız, dört gündür uyumamışım. Yine girmiyor. Gözümü her kapattığımda cesetler beliriyor o karanlıkta. Ceset denmez ona, olsa olsa leştir o. Derdi amcam yanımda olsaydı. Haklı, leşti her biri. 'İlk günler kusarsın sürekli, uyuyamazsın, rüyana girer kabus ederler.' Demişti amcam, şimdi söylediği her şeyi yaşıyorum. Apansız bir ürperti geliyor engel olamadığım, rüyalarımı kabus ediyorlar epey bir vakittir. Bunların hepsi birkaç aya mazi olacak, biliyorum. Ne artık rüyama girecekler, ne de leşlerini görünce kusacağım. Ben artık öldürmek için yaşayacağım. Ben kim miyim? Ben Dinçer, Dinçer Demirsoy. Başka da hiçbir şey değilim zaten. Hayatta bir şey olmak için işte şimdi tam da buradayım. Tek bir kelimeyle anlatamadığım bu şehirdeyim. Ölü kentteyim, ölü zırhlarının içindeyim, leşlerin her gün daha da arttığı bir mezarlıktayım.