Beni sevdiğime ve sevildiğime ikna eden Can'a baktım. "Seni hep sevdim," dedi. "Seni kendimi kaybedecek kadar çok sevdim." Gülümsedim. Bu sevilmeyen bir kadının buruk gülümsemesiydi. Bir kabullenişti. "Seni kendimi bulacak kadar sevdim," dedim. "Sen kendini kaybettin ben ise kendimi buldum. Ve biz bir doğruda buluşamadık." Beni gülüşüyle çiçek bahçesine çeviren Fatih'e çevirdim gözlerimi. "Yanlış zamanda karşılaştık," dedi. "Her şey daha güzel olabilirdi." "Yanlış zaman dilimindeki en güzel doğrum sendin," dedim. Bir insan aynı anda iki kişiyi sevebilir miydi? Severdi. Ben sevmiştim. Sevgisizlikten gözüm dönmüş bir halde sevmiştim. Çiçek Adam hep hayatımın bir yerinde olsun istemiştim. Şiir Adam ise hayatım olsun istemiştim. Olmadı. "Sevmek için geç değil ama sevilmek için çok geç kaldım."