Haykırılamayan çığlıkların, dillere dökülemeyen kelimelerin, yanaklardan süzülemeyen biçare gözyaşlarının kadınıydı, Maria. Onun için yeni yıl, yalnızca geçmişindeki izlerin tekrar gün yüzüne çıkmasından ibaretken, o gece her şey, sanki kaderin yeni baştan yazıldığını işaret ediyormuş gibi tam tersine çevrilmişti. Nefes bile almayan bir adama kör kütük bağlanmışken, yanı başında duran sıcacık bir kalbi, Joseph'i bile fark edemiyordu.
Oysa ki Joseph Allen, o yılbaşında yapılan tüm hazırlıkların yalnızca Maria Perez ve kendisi için yapıldığı düşünse, pek de yanlış bir şey yapmış sayılmazdı. Çünkü o iki kusurlu kalp için Aralık ayının son gecesi, yeni yeni yaşanmaya başlayan kendi hayatlarının ilk ve en şahane gecesi olacaktı.
"İnsanlar yaşlandıkça, dünya gençleşiyor, Maria." dedi Joseph, Maria'nın güzelliklerle dolu çehresini incelerken. "Her şeyi bir kenara bırak. Bugün ruhuna bir parça daha keder katan, bedenine birkaç kırışıklık, umutlarına birkaç satır çizgi atan, bizler değiliz... Bırak da ruhumuz değil, bizi birleştiren seneler yaşlansın."
O gece yarısı, o yeni yıl ve o tertemiz dakikalar, birbirlerinin umudu olan ve hayatlarının sonuna kadar acılarıyla savaşmaktan çekinmeyecek iki güçlü ruh için çoktan ilerlemeye başlamıştı.
"Her gerçeğin bir masalı vardır."
***
Ben seni seviyorum...kardeşimden farksız o hem 5 yaş küçük...ufaklıkla ne işim olur...
Dizlerimin üzerinde eğilip kapıya biraz daha yaklaştım..
-Bin gönlüm olsa birini vermem.. Benim gözüm sadece seni görür... Hem görmedin mi erkek çocuğundan farksız.. Kıskanacağın son kişi bile değil...
Titreyen dizlerimle ayağa kalktım... Perdeyi araladım.. Balkona çıktım.. Semih gelen sesle başını bana çevirdiğinde.elinde telefon öylece kaldı... Gözlerine baktığımda anlamıştı onu duyduğumu.. Balkonda duran kitabımı aldım ve tekrar içeri girdim... Kapıyı kapatıp perdeyi çekmeden son kez yüzüne baktım..
Ve o perdeyi kapattıktan sonra yıllarca onun olduğu tek bir gün açmadım...