Kasabaya girerken tabelaların ekşiliği ve gıcırdayışı farklı hissettirmişti . Karanlık ve sessizlik kasabaya ölülerin mezarda okuduğu lanetli dualar gibi çökmüştü . Evler sanki cinlerin mahşer yerini kullandıkları izbeler gibi bakımsızdı... Sabah yüzüme vuran sert güneş canımı sıkmıştı. Okula 1 saat vardı hazırlanıp kahvaltı yapmak için aşağı indiğimde bu isteğim birden kayboldu. Babamın çoktan işe gittiğini kapının önünde araba olmadığını görünce farkettim. Dolabın önüne geçip üzerime bir şeyler geçirdim ve bomboş duran çantamı aldım okul hayatım boyunca doğru düzgün içi hiç dolu olmamıştı.Yeni olkula doğru yürümeye başladım ,okul kasabadan 1 km uzaktı yani şehirdeydi ama yürümek beni hiç rahatsız etmedi.Okulun kapısından içeri girer girmez herkez bana bakmaya başladı ama umrumda bile değildi açıkçası. Sınıfımı müdür odasından öğrenip sınıfa doğru yola çıktım .Sınıfta hiç kimse yoktu pencere kenarının en arka sırasına geçip kıçımı sıraya yerleştirdim.Okula yeni gelmeme rağmen ilk saatler sıradan ve miğde bulandırıcıydı.Ögrenciler teker teker gelip sıraları doldurmuştu en sonunda hoca gelip yoklamayı alıp defolup gitti.Herkez bir şey söyleyip bana bakıyordu ve daha fazla dayanamayıp koridora çıktım.All Rights Reserved
1 part