İçimde dolmayan bir boşluk var, ama işte dolmuyor. Olmuyor yani ne kadar sevsem, ne kadar istesem olmuyor. Hiçbir istediğim olmuyor, ama istemediğm ne varsa oluyor. Gitmesini istemediğim kim varsa hepsi teker teker gidiyor. kimse gelirken gidecem demiyor. Gideceksen gelme diyoruz, gene gidiyorlar. Herkez gidiyor. Kimse gelmiyor. Gelenlerde geri gidiyor. Sevdiğinin sevdiği olamıyorsun bir türlü. Etrafında çok insan var ama yanlızsın. Hayat sana iyi gelen insanları alıp kilometrelerce uzağa koyuyor. Sanki inadına yapılmış gibi. Birini seviyorsun ama sevmemen gerekiyor. Vazgeçmen, bırakman gerekiyor. Onun mutluluğu için, sevdiğiyle mutlu olabilmesi için, karşısına bile çıkmıyorsun. Sırf o istediği için vazgeçiyorsun. Çünkü o seni istemiyor. O başkasını istiyor, başkasını seviyor. Onun için onu sevmeyi bırakıyorsun. Aslında tam olarak bırakmak değil de sevdiğini söylemekten vazgeçiyorsun...
Kız kardeşinin hatası yüzüden ceza alan ve ailesinden veto yiyen Rojbin, parasız pulsuz bilmediği bir şehre sürgün edilir. Tabi bu sürgüne ek deli dolu sınırsız kardeşi Fidan'a da katlanmak zorunda kalır.
Mega şehirden, Karadenizin ufak bir kasabası olan Amasra'da, Deniz Kuvvetleri Birliklerinin yaşadığı mahallede başına gelen her olayın ustalıkla altından kalkan Rojbin'in heyecan dolu aşk hayatı ise hepimizi büyüleyecek..
Küçük yaşta babalarını kaybeden bu iki kız kardeş zengin yaşamlarından bir ceza yüzüden vazgeçip rüyaları kıskandıracak bir mahalleye misafir olacaklar işte asıl hikaye tam da burada başlayacak!