Saf bir dünya yarattım kendime. Hiç kimsenin yaratılış nedeninin bulunmadığı, kuruluş amacının sadece sınavdan ibaret olmadığı bir dünya.
Kaderin belirginlikten uzak, saflığın hakimiyet kurduğu, kötüleşmeye yer verilmeyen bir dünya.
Deniz'in yaşadığı hayattı belkide sınavı. Ama kendisinin bile bilmediği bir şey vardı. Gerçekten saf ve duru olduğu. Kendisini pişmanlıklarının ortasına hapis olmuş hissetmesine rağmen, geçmişte ki karanlığının yanı başında durduğunu bilmesine rağmen, bulduğu o saf mutluluktu onu ayakta tutan tek şey. Biliyordu. Çabalaması gerekiyordu. Başara bilecek miydi? Belki. Peki ya hissede bilecek miydi? Kesinlikle evet.
Doruk ise asıl amacının, yıllarca peşinden koştuğu özgürlüğü olduğunu sanıyordu. Hayatının bunun üzerine geliştiğini zannediyordu. Ancak çok yanılmıştı. Bunu anlamaya başladığı sırada kalbinin içerisinde ki saf güzelliğe baktı. Deniz'e... İşte onun ise sınavı buydu. Ya o karanlıktan onuda çıkartıp saf mutluluğu onun ile paylaşacaktı. Yada onun gibi karanlığa gömülü kalacaktı.
Peki ya bu saf mutluluğu nerede bulacakları önemli miydi? Yalnızlıklarını etrafa saçmadan bıraktıkları, bulundukları durumu su üstüne çıkarttıkları bu yer, neresi olabilirdi? Cevap çok basitti. İkisininde bildiği bu yer Mavi Deniz'di. Sonsuz saf mutlulukla çevrili olan o yer işte tamda orasıydı.
*Olay örgüsü 8. bölümden sonra şekillenmiştir. İlk bölümler düzenlemeye alınacaktır.