Savaş'ın yanına vardığımda Savaş artık bitmişti. Sanki Savaş Savaş değildi. Yanına oturdum ve elini tuttum." İyileşeceksin. Artık yanındayım. Seni bırakmam. Ben seninim. Bıktım, sıkıldım artık dövüşüp dövülmenden. Seni seviyorum Savaş!" İşe yaramamıştı. Hâlâ yüzü solgun ve mutsuzdu. Yüzüme bakmıyordu bile. Hiç anlamadığım bir şekilde dudaklarına yapıştım. Dudaklarımızı ayıran o oldu. Artık gülümsüyordu ve ayağa kalkarak beni de destekle ayağa kaldırdı. Anlamıyordum babasının ölümünü umursamayan biri beni bu kadar nasıl önemsiyordu?