Uyuşturduğum siyah sisli bulutların,kokainli sarmaşıklarını aradım arkamda. Ardımda ise pembe seven kızın kanlar içindeki cesedi beliriyor gözümde, ve acı veriyor çığlık sesleri ruhumun en bi derin sarmaşıklarına. "Koş." diyor pembe seven kız. Eğer koşarsam öleceğimi bildiği hâlde istiyordu koşmamı. Koştum,en sona. Dünyanın en uzaklarına. Uçurumun kenarına vardığımda,Azrail,"Ölüm seni bulmadan,ölümü arama."dedi.Saklandığı ruhumun göğüs kafesiydi,enfes kokusu vardı sesindeki kanın.Cesaret istiyordu yüzündeki maske, gözleri siyah bir patent gibi kararlı. Kovsada ölümü sonum belli idi,kefenim beyaz olmayacaktı biliyorum çünkü o kadar günah'a en çok siyah yakışırdı. Tam,vazgeçecekken zebani belirdi karşımda,büyük bedeniyle kafasını çevirdi. "İnsanların korkuları ne kadarda aptalca.Sen bir aptalsın"dedi bana."Senin gibiler birer aptallar".Kayboldu sigara dumanını anımsatan yok oluşuyla.Sahiden yine özledim bedene dumanı işlemeyi.Sigaram bile özletiyorsa kendini... Yine yanlız kaldım sanırım ,ne dersiniz? Azrail bile tuttuysa bileğimi, dehşet ruhumu ateş gibi kavursada,ruhumun siyah çiziklerini mahvederek kanlı yaralara mahkum bıraktılar.Sıradan yaralarıma her damla ateş basan o kişiler... Onlar birer insan. Ben ister miydim sandınız bu hayatı?Gerçekten güvenmek kim istemez ki. Veya hangi insan,sevmeyi unutur ki. Ben unutum.Yeri geldi yandım,yoruldum,soğudum ve en önemlisi hissetmeyi hatırlamadım. Şimdi: Bana hissettirmeyi unutan insanlar değilde,masum,canı ben gibi daralan,kalbinde hançer sırtında ok izleri bulununanlar,dönün arkanıza ve koşarak uzaklaşın karanlıktan.Çünkü pes ettiğinizde üzerinize sinen koku hiç hoşunuza gitmeyecek.Kendimden biliyorum.Ama o duman zarar vermeyecek ruhunuza.İşin kötü yanı yavaş yavaş öleceksiniz. ve ölürken,'TEK BAŞINIZA'olacaksınız.
9 parts