Girl On The Moon

"Baba bu adamlar kim?". Küçük kız babasına endişeyle bakıyordu. Babasından cevap gelmediğinde dahada korkmaya başladı.

Küçük kızın çığlıkları bütün caddeyi inletiyordu. Ama hiç kimse onu kurtarmaya yeltenmiyordu. Hatta kendi babası bile.

"Fazla ses çıkaran bir kızın var Ed." Siyahi koca adam küçük kıza tiksintiyle baktı. Küçük kızın titremesi artmıştı.

"Baba bu adamları tanıyor musun? ". Cevap gelmeyince tekrar bir soru sordu.

"Baba beni kurtarmayacak mısın? "

Çaprazında duran burnundan yanağına kadar keskin yaralı kadın kıza sertçe tokat attı.

"Anlaşma anlaşmadır Ed. Sanırım burada işimiz bitti. Uslu dur Ed. Yoksa Nikola mı demeliyim?" Kadın alayla Ed'e -Nikola- baktı.

Kız şaşırarak yüzü yaralı kadına baktı. Babasının gerçek adını biliyordu. Anladı ki başı sandığından daha büyük bir beladaydı.

Babası kızına bakmadan -bakamadan- siyah, oldukça pahalı görünen arabaya bindi. Kızına bakacak kadar onuru kalmamıştı. En azından artık onu rahat bırakacaklardı.

Küçük kız çığlık çığlığa babasının arkasından bağırıyordu. Başından beri sessiz duran adam sonunda konuşmuştu.

"Fazla ses çıkarıyor, icabına bakın." dedi sertçe.

Aniden kızın burnuna mendil dayadılar. Keskin kokuyu aldıktan hemen sonra kendini karanlığa teslim etti.

Lily Alexandre Stuart -gerçek soyadı Palev- o gece cehennemine ilk adımını attı.