Tuhaflık mı? Tuhaflık güzel bir kavramdı. Tuhaf insanlar, tuhaf kişilikler, belki de tuhaf duygular...
Lütfen bu kitaba başlamadan önce, aklınızdaki tüm tuhaflıkları çıkartın. Çünkü bu kitapta tuhaflık, cidden tuhaf bir hal alacak.
Typret'ler mi dersin? Element yöneticileri mi dersin? Yoksa sessiz kalıp, sadece bir element büküşlerini mi izlersin?
Normallik dışı hayatlar, azıcık aksiyonla kaynaşıp, bizim imkansızlığımızla karışıp, benim güzelliğimle atışıp (Ego, yükleniyor...), bir de birazcık aşk ile birleşince, ve Typret'ler bizi yakalamaya da gelince, normal olarak hayatım kitaba dönmüştü yani.
Tabi bu, ne kadar normal olursa...
****
Güç, ellerimin arasından kayarken, bunu nasıl yaptığımı anlamaya çalışıyordum. Daha önce, böyle bir şeyi hiç hissetmemiştim. Canım fena halde yanıyor, ve beynim uyuşuyordu. Zar zor düşünüyor ve kendimi toparlamaya çalışıyordum. Fakat, kendimi toparlamak, şu an olabilecek en imkansız şeylerden biriydi. Güçlerim çoktan bağımsızlığını ilan etmiş, açığa çıkmak için beni yok etmeye çalışıyorlardı bile. Etrafakiler umurumda bile değildi. Tek derdim, bu acının bir an önce sona ermesiydi.
"Mira, kendine gel!"
Ve duyduğum son söz de, bu olmuştu.
Siz hiç bir ruha aşık oldunuz mu?
Gülüşünden bihaberken ya da öfkelendiginde nasıl baktığı bilemeden sonsuz bir melankoninin içine düştünüz mü?
Hare düştü..
Ruh onu parmak boğumlarına hapsetti, ve oraya sakladı..
'Aklın almadığı, mantığın devredışı kaldığı Ruhlar Şehri'ne hoşgeldin Hare'
Başlangıç tarihi- 27-09- 2017