Bembeyaz elbiseler içinde mutluluktan uçuyorum. Kalbim bir kelebeğin kanatları gibi sanki. Tanıdık bu sonsuz yeşil vadi her zamanki gibiydi. Sıcak ve huzurlu. Fakat bir değişiklik vardı. Bu kez parlak çimenler bembeyaz bir masayı misafir ediyordu üzerinde. Birdenbire yanımda Erim'i gördüm. Hiç konuşmuyordu. Kahverengi gözleri uzaklara dalmıştı. Aynı renkteki saçları jöle ile şekillendirilmişti. Üzerindeki siyah smokinle kusursuz görünüyordu. Uzattığı koluna girdim ve birlikte masanın yanına yürüdük. "Bizim nikahımız olmalı." diye düşünürken karşımda O'nu gördüm. Erim'le aynı smokini giymişti. Ama simsiyah saçlarında jöle yoktu. Yukarı doğru fön çekilmişti. Açık ela gözleri ışıl ışıldı. Sandalyemi çekerek oturmama yardım etti. Daha sonra kendisi de yanıma oturdu. Başımı kaldırıp Erim'e baktım ama o bana bakmıyordu. Dudağı tebessümle kıvrılmıştı. "Boşuna bakma. Yakında yanında sadece ben olacağım
10 parts