Bu; koyu yeşile boyanmış bir kar tanesinin ve kar tanesini yakalamaya çalışan küçük bir çocuğun hikâyesi...
İçlerine attıkları acıları iyileştirmeye çalışan iki insanın hayat öyküsü...
Onlar, Teoman'ın sözlerinde gizli. Onlar, Kupa Kızı ve Sinek Valesi...
''Aniden önümde fren yapan motosiklet ile yerimden sıçradım. Tenha caddede yankılanan tiz çığlığım kulaklarıma doldu. Başımı hafifçe yukarı kaldırıp karşıma baktığımda karşılaştığım kahverengi gözler ile şaşkınlığım kat be kat artmıştı.
Kaskından dolayı sadece gözlerini görebiliyordum lakin kulağa sıradan gelse de gözle görülünce içinde kaybolacak kadar derin harelere sahipti. Sıcacıktı, dondurucu bir soğukta bile insanın içini eritebilecek bir güzelliği vardı. Rengi gibiydi gözleri: Kahve. Kahve gibi güzeldi. Bu çocuk, bir erkeğe göre fazla güzel bir surata sahipti.
''Bu saatte küçük kızlar, tek olmamalı,'' diye fısıldadığında tek kaşımı kaldırdım.
''Sen, bu saatte burada tek olabiliyorsan, ben neden olmayayım?'' Kız erkek ayrımına tahammülüm yoktu. Çünkü sende bu zihniyetin kurbanısın, diyen iç sesime güldüm. İçim bile bana acıyordu.
Erkeksi bir kıkırdama çıkarıp başını hafifçe salladı. ''Yanlış yola girdin, kurbağa suratlı,'' dediğini duymuş gibiydim ama belki de bu zihnimin bana az önceki oyunu gibi de olabilirdi. Bilemiyordum.''
❄❄❄
01.01.16
''00.00''