Çam Kozalağı "Hırçın"
  • Reads 635,720
  • Votes 40,378
  • Parts 59
  • Reads 635,720
  • Votes 40,378
  • Parts 59
Complete, First published Jan 01, 2016
Bu hayatta her şey insanın istediği gibi gitmeyebilir. 
Zorluklarıyla var çünkü hayat.

Dünya da ki insanların kötülüğünden gerçek anlamlı hayatı yaşayamayabiliriz bazen. 

İşte bu kitap, her kötülüğe, her kırıklığa, her iyiliğe rağmen pes etmemeyi aşılayacak umarım ki size...

Umutlu, ile Mutlu arasındaki tek farkın sadece bir "u" harfinden ibaret olduğunu benimseyeceksiniz. 
Umudun var olduğu her an mutluluğun içinize işleyen mücevher olduğunu kabulleneceksiniz...

Ölümlerin hep var olduğunu, ölü bir insan ile kendi aranızdaki tek farkın sizin nefes alıyor oluşunuz olduğunu anlayacaksınız. 

Bu kitapta gerek üzüntüden gerek mutluluktan öleceksiniz.
Hem kahkaha, hem gözyaşı...


💞💞💞

》Tüm hakları bu hırçın yazarın masum ruhunda saklıdır.《
All Rights Reserved
Table of contents
Sign up to add Çam Kozalağı quot;Hırçınquot; to your library and receive updates
or
#128güzel
Content Guidelines
You may also like
MÜPHEM by pinareray3
7 parts Ongoing
Düşmanın silah tutan elleri sevdiğim adamı işaret ediyordu. O silah ona doğrultulmuştu, silahın içindeki kurşunun adresi onun kalbi, onun kalbiyse benim evimdi.. O an bir saniye bile düşünmedim, biliyordum ki bin canım olsa sevgilim binini de sana verirdim. Sırtımı delip geçen kurşun tenimden ter gibi kan boşalmasına sebep olurken bedenim bedenine bir tabutun kapağı gibi kapanmıştı. Uçuruma bir adımdık ve o adımı atmıştık. Acı ciğerlerime bir nehir gibi dolarken düşündüğüm tek şey yine oydu. "Sena" dedi, ismim dilinden bir ölüm senfonisinin en güzel nakaratı gibi dökülmüştü. Zihnim ikimize dair anıları bir bir gözlerimin önüne sererken, gözlerinin gözlerime değmesiyle tüm anılar bin parçaya bölünüp dağılmış dağılan her parça benim göğsüme batmıştı. Sırtımda bir kurşun yarası vardı, kalbimde açtığı yaradan daha büyük olmayan.. Ama işte onun kollarındaydım. Kan kaybediyordum belki ölüyordum ama onun kollarındaydım. O bana böyle bakarken gelecekse ölüm, ne kadar ölüm denirdi ki adına? O gözler de bulmamış mıydım ben yaşamı? Bir çift kahve hare döndürmemiş miydi beni hayata? Aşkla bakan gözleri değil miydi kırk yerinden kırılmış inancımı dirilten, tenime değen dudakları değil miydi beni hayata bağlayan? Hayır hayır bu ölüm değildi. Onun kollarında nasıl ölürdü insan, ölse ölse gözlerinde ölünürdü. Hem elleri ellerimdeydi, beni metrelerce derine gömülmüş bir mezarın içinden çekip çıkaran elleri benimleydi. "Ölmeyeceksin." dedi, bu kelimeye sımsıkı sarılmıştı. Bu kelimenin gerçekliğine derinden inanmıştı. Onu inancından vurmak istemiyordum, onu yarım bırakmak istemiyordum. İnanın ölüm değildi beni korkutan, yaşamak istiyordum, sadece onun için yaşamak istiyordum.
ALTIN KADEH by neseligezgin
35 parts Ongoing
Gerçek ailem kurgusu!!! Hep iyi kız tarafından okuduk hikayeleri. Kız iyi niyetiyle yaklaşır ancak ailesi hep ona karşı kötüdür. Karıştırıldığı kız kaldığı ailede travmalar bırakmıştır ve asla sevilmez. Ana karakter kız da bu önyargıları kırmak için çabalar. Şimdi hikayeyi biraz tersine çevirsek? Kötü sandığımız o kızın gerçek ailesini bulmasını okusak? Simay Naz Akgül sandığınız o kötü kız. Bu da onun hikayesi. 🤍 "Yaptığın son şey seni bizden kopardı. Her şeyinle seni kabul etmeye çalıştım ama olmadı! Durmadın, her seferinde daha fazla canımızı yaktın!" diye bağırdı annem. Gerçi artık annem değildi değil mi? "Ben kısasa kısas yaptım hep! Çocukların bana nasıl geldiyse onlara öyle gittim!" Anlamıyordu. Onların yaptıklarına karşı üç maymunu oynuyorlardı. "Bu yüzden öz kardeşimizi istiyoruz!" Daha fazla izleyici kalmak istemeyen Çınar annemle arama girdiğinde bakışlarım onu buldu. Öz aileme beni kötülemişti değil mi? Bu yüzden rahattı. "Eşyalarını aldın, defol artık evimizden!" 🤍 "Alışkın olmayabilirsin ancak zamanla alışacaksın." dedi arabayı durdurduğunda. Hemen önünde durduğumuz sarı renkli duvarlara sahip evi gösterdi. "Evine hoş geldin kızım." "Kızım diyorsunuz," dedim evden gözlerimi çekmeden. Ona benim hakkımda hiçbir şey anlatmamışlar mıydı? Nasıl bu kadar içten ve samimiydi bana karşı? "Başka ne diyeceğim?" dedi şaşkınlıkla. "Kızımsın sen benim." "Benim hakkımda size anlattıkları şeyleri biliyorum," bakışlarım ona döndüğünde göz göze geldik. "Bana nasıl güveniyorsunuz?" "Güvenmiyorum." dedi açıkça. "Ancak güvenmek istiyorum. Bu yüzden söylenen her şeye kulak tıkadım ve seni buraya getirdim."
You may also like
Slide 1 of 10
MÜPHEM cover
AŞKIN YÜZÜ 🚬 BİZE SEN KALA 4 cover
NEFES (+18) cover
DÖRT ÇEYREK cover
VÎSAL/ Efgan-ı Lal  cover
Feuillemort ✓ cover
ALTIN KADEH cover
Kader Oyunu cover
Kıvırcık | Gerçek Ailem  cover
Erkin (BxB)(Gerçek Ailem) cover

MÜPHEM

7 parts Ongoing

Düşmanın silah tutan elleri sevdiğim adamı işaret ediyordu. O silah ona doğrultulmuştu, silahın içindeki kurşunun adresi onun kalbi, onun kalbiyse benim evimdi.. O an bir saniye bile düşünmedim, biliyordum ki bin canım olsa sevgilim binini de sana verirdim. Sırtımı delip geçen kurşun tenimden ter gibi kan boşalmasına sebep olurken bedenim bedenine bir tabutun kapağı gibi kapanmıştı. Uçuruma bir adımdık ve o adımı atmıştık. Acı ciğerlerime bir nehir gibi dolarken düşündüğüm tek şey yine oydu. "Sena" dedi, ismim dilinden bir ölüm senfonisinin en güzel nakaratı gibi dökülmüştü. Zihnim ikimize dair anıları bir bir gözlerimin önüne sererken, gözlerinin gözlerime değmesiyle tüm anılar bin parçaya bölünüp dağılmış dağılan her parça benim göğsüme batmıştı. Sırtımda bir kurşun yarası vardı, kalbimde açtığı yaradan daha büyük olmayan.. Ama işte onun kollarındaydım. Kan kaybediyordum belki ölüyordum ama onun kollarındaydım. O bana böyle bakarken gelecekse ölüm, ne kadar ölüm denirdi ki adına? O gözler de bulmamış mıydım ben yaşamı? Bir çift kahve hare döndürmemiş miydi beni hayata? Aşkla bakan gözleri değil miydi kırk yerinden kırılmış inancımı dirilten, tenime değen dudakları değil miydi beni hayata bağlayan? Hayır hayır bu ölüm değildi. Onun kollarında nasıl ölürdü insan, ölse ölse gözlerinde ölünürdü. Hem elleri ellerimdeydi, beni metrelerce derine gömülmüş bir mezarın içinden çekip çıkaran elleri benimleydi. "Ölmeyeceksin." dedi, bu kelimeye sımsıkı sarılmıştı. Bu kelimenin gerçekliğine derinden inanmıştı. Onu inancından vurmak istemiyordum, onu yarım bırakmak istemiyordum. İnanın ölüm değildi beni korkutan, yaşamak istiyordum, sadece onun için yaşamak istiyordum.