Belini soğuk fayansa dayayıp bacaklarını kendine doğru çekip,alnını dizlerine dayadı ve vücuduyla bütünleştirdi Geçmişi onu yoruyordu.Beyninin en ücra köşesine ittiği düşünceler sırtına bir kırbaç gibi iniyordu. Geçmişi ile tekrardan yüzleşiyor ve eski haline dönüyordu "Neden anne,neden beni almıyorsun yanına?"diye tekrardan sayıklamıştı genç kız. "Yoruyor bu hayat beni işte,benide al yanına,sebepsizce gittiğin gibi sebepsizce al yanına al" Bir insan babasından ne kadar nefret edebilirsiniz?Ne zaman el ele tutuşmuş baba kız görse koşar gelir ve tekrardan bu küf kokusu ile bütünleşmiş odaya kusardı tüm öfkesini. O böyle bir kızdı.Nefretini,bütün öfkesini kendi içinde yaşayıp,kendini yıpratan bir kız. Kedisinin sesiyle kafasını gömdüğü bacaklarından kaldırıp Kedisinin kafasını okşamya başladı. "Zeytin...beni hiç bırakmayacaksın,değil mi?"hem ağlamaklı hem de bir okadar alylı sesle Kimsesiz değildi fakat kimsesiz olmayı yeğelerdi.Zira kimsesiz olmaktan beterdi şuanki hali. Rabia-Irem