Daha hayatının en güzel yıllarında, hisleriyle birlikte bilinmeze hapsedilen bir genç kızın hikayesi..
" İnsan bir kere ölmez diye fısıldadım " ve duraksadım; "çoğu insanın bilmediği şey şudur; insan yaşamında birçok kez ölür, fakat sadece bir kez yok olur." Yutkundum ve devam ettim. " ve ölümler insanı öyle yorar ki, yavaş yavaş çürümeye başlarsın. İlk önce hislerin ölür, birçok kişi için hissettiğin şeyleri artık hissedemezsin.
Sonra duyguların ölür, hissetmemeye başlarsın, acılara alışsanda zor gelir hayat, yalnızlığa sığınırsın.En son da, herkesin dilinde dünyanın en kötü olayı, benimde kurtuluşum olacak yok olma eylemi gerçekleşir, yok olur, silinirsin bu dünyadan. "
Söylediğim şeye karşın, bana bakakalmıştı, hayatında daha önce gerçekleri dile getiren kimse olmadığını fazla belli ediyordu. Onun yaşamı pembeydi, benimkisiyse siyah.
Ben : anneni ara.
Oğuz:ne ?
Ben: sen sinem teyzenin oğlu değil misin?
Annen onu aramanı söylüyor.
Oğuz : peki bunu o niye söylemiyor ?
Ben : şarjı bitmiş?
Oğuz : şarjı bitmişse ben onu nasıl arayacağım peki ?
Ben yazıyor...
Ben çevrimiçi...
Ben : bir dakika oha doğru?
Şarjı bitmişse nasıl arayacaksın ?
Oğuz : bu küçük detayı yeni fark etmen gözlerimi yaşarttı.
Ben : sen bana Altan altan laf mı soktun ?
Hayırlı bir evlat olup annen ara demeden arasaydın böyle olmazdı 🙃
Oğuz : şimdi de sen mi bana laf sokmuş oldun?
Ben : haspinAllah sınanıyorum herhalde , git ara ne bilim ben ya.
Laf filan da sokmuyorum ayrıca.
Oğuz : sen kimsin ?
Ben: komşunuz ?
Oğuz : komşumuz kim?
Ben : evine gelseydin bilirdin.
Oğuz :geldiğim zamanlarda oldu ama tanımıyorum seni ?
Ben : o da senin kayıbın olsun hayırsızlığı bırakıp evine uğrarsın artık belki ?
Oğuz : bu aralar sanmıyorum.
Ben : benim ruhumda hayırsızlık diyorsun.
Oğuz :hayırsız olsaydım bu vatanı korumak için canımı feda etmezdim.
Ben :ne ?
Oğuz: tek hayırsız ben değilmişim anlaşılan , komşusunun oğlunun mesleğini bilmeyen bir komşu kızı.
Ne üzücü.
Tanışalım yüzbaşı Oğuz Türk...