Bir Hikâye-Tanıtım
Herkes her duyduğu tarihsel bilgiye, her gördüğü tarihsel metine inanır. Aslında insanoğlu inanmak ister en başta bir şeylere. Kendi aslını kendisi var etmek ister. Bir asıldan geldiğine tüm gücüyle bağlanmak ister. Ve şaîrâneleştirir her defasında hikâyesini tuhaf bir biçimde. Nedendir bilinmez bu öz arayışı. Fakat her arayışın temelinde belki de insana bahşedilmiş en ilkel duyu yer alır en kuytularında beşerin. Merak... Ve merak daha nice duyguları doğurur beraberinde. Ve böylece yaşar gider ins...
Bugün Türkiye'nin aslının Osmanlı olduğunu inkâr eden çok azdır sanırım. Ve Osmanlı'nın bile hikâyeleri kendinden sonraya aktarılmıştır dilden dile ve nesilden nesile... Gariptir onun hikâyesi, eğlencelidir, farklıdır belki de... Çünkü o, hikâyesinin hepsini kâğıtlara dökmeyi sevmez. Bu, onun da kendinden öncesinin izlerini taşımasındadır belki de. Ve onun öncesinde ise hikâyeler, kâğıtta hayat bulmayı, kalemin mürekkebine bulanmayı istemezdi. Dilde yaşamayı, sözcüklerin rüzgârında dans etmeyi ilke edinirdi kendisine. Ve böylece çocukların kulaklarında yer edinmeyi sevmişti hikâyeler...
Şimdi, günümüzde bir hikâye var belleklerde yer edinmeyi canı pahasına isteyen.
Herkes bilir Osmanlı'nın savaşlarını. Ama söylentileri her dâim şüpheyle yaklaşılan kavramlar olmuşlardır. Gerçekliği tartışılmak bile istenmemiş, insanların kafasını bulandıracağından korkulmuştur.
Herkes bilir Şehzade Mustafa'yı. Nasıl oyuna gelip aldandığını ve sonucunu canıyla ödediğini.
Herkes bilir Şehzade Mustafa'yı. Ama gerçekte kimse bilmez onun hikâyesini...
Yedi dilsiz cellat ve Mustafa. Ve bir de... Kim bilir? Belki de son anda hikâyeye katılan biri çıkıvermiştir. Tanığı yok nasıl olsa O'nun. Olsa bile bu tanıkların dilleri tamamen mühürlü.
Not:Hikaye tamamen kurgusaldır.
"Sana iki seçenek sunacağım" dedi kısık ve boğuk sesiyle. Bir yandan da elindeki kadehi hafifçe sağa sola sallayarak içindeki alkolle oynuyordu.
Gözlerimi kaçırarak yutkundum. Ben tedirginlikle beklerken o fazlasıyla rahattı.
"Ya sıradan bir cariye olmaya devam edersin. Herkesten emir alır, herkese hizmet edersin. Zor durumda kaldığında kimse için dokunulmazlığın olmaz. Herkes her an sana her istediğini yapabilir."
Elindeki kadehin içindeki saydam sarı sıvıyı izledi. Ardından koyu hareleri tekrar beni buldu.
"Ya da benim cariyem olursun"
...
Büyüleyici bir güzelliği olan Darla, basit bir köleyken sarı saçları, yeşil gözleriyle saraya cariye alan muhafızların dikkatini çekmiş ve birdenbire kendini sarayda bir cariye olarak bulmuştu.
Saraya gelmesinin ardından birkaç gün geçmişken Prens Draven'in kendisine yaptığı teklifle kendisini büyük bir karmaşanın içinde bulan Darla'nın entrikalarla dolu aşk hikayesini okuyacaksınız.
~Bir Tarihi Romantik Kurgu
Kitap kapağı : @Nrgl-sarmasik