Yazdıklarımda aşklarını anlatmamı bekliyorlar.Oysaki ben yaşadıklarımı yazıyorum.
Kozada böyle bir kızdı.İstanbul' un dar sokaklarında öğrendiği acıyla terkedenine haykırıyordu." Meğerse seni herşeyim sanarken hiçbirşeyimmişsin.aslında hiçbirşeyimi kaybettim."Akşamdı. Ve akşam, ağlamak için en iyi ortamdı.Kızıyordu koza kendine en çokta karşılıksız sevdiği kişiden çaresizce karşılık beklemeziydi...Aldatılmıştı alçak bir şekilde , farkettirmeden...Ve şimdi beklediği onu terk ediyordu... belkide gelmemişti...işte o gelmeyen başkasını seçmişti bu yüzden koza' dan özür dilemişti. "Ben seçilmeyenim, neden benden özür diliyorsun?" diye söylenmişti sessizce. Yaşı küçüktü daha , o aşkın kahramanı küçük bir kızdı. Peki nasıl devam edecekti hayatına? seçilmediği için kendini mi öldürmeliydi? Oysaki ne günahı vardıki... Hiç bir zaman umudunu yitirmemişti koza, gelmeyenin gelmesini bekliyordu. Bu sanki sevdiği erkeğin " biraz daha sabret aşklarımı yaşayıp geleceğim" demekti...