Sesler , bazen bizim duymadığımız şekilde fısıldarlar . Olmaması gerekenleri olmuş gibi gösterip sinsice bizi kandırırlar . Öyle olmalı dersin , öyle olmalı... Sadece öyle olması gerektiği için öyle olmalı ... Ama bu , kocaman bir yalan . Duyduğun her ses , duymak zorunda olduğun her ses yalan ... Kocaman bir yalan .
***
" Ya onlar , gerçek anneni böyle bırakıp gidebilecek misin ? " dedi başka ne demesi gerektiğini bilmiyordum .
Umursamamam gerektiğini biliyordum . Umursamak demek , insanların seni kandırmasının ne kadar basit olduğuyla ilgili ortaya atılmış bir palavralar yığınıydı . Ancak durup saniyeler içinde düşüncelerimin buna kaymasına izin vermiş olmak beni de kandırılan o birçok insandan biri yapıyordu . Olduğum yerde durmaya devam ettim . Başka ne yapmam gerektiğini söylemesini bekledim ama tek bir kelime bile çıkmadı ağzından . Bu kadarı yeterliydi galiba hem benim hem de onun için .
Kaybedenler , genelde bizim gibi insanları düşünüp onlar için iyilik yapacağım diye kendi hayatını feda edenlerdi . Kararımı vermek istemiyordum ama benim yerime verilmiş gibi duruyordu .
" Gerçekler acıtır , sen istemesen de . " dedi gözlerimin içine bakarak .
" Gerçekler bazen çok ama çok acıtır . "
Bir kaldırımın köşesinde buldum hayalimi.
Gözlerimi kapattım, bıraktım avucuna kalbimi.
Dedi ki, sonuna kadar tutacak mısın elimi?
İçimden cevapladım, birlikte tırmanacağız tüm merdivenleri.
Mumlar üfledim, dilekler diledim.
Kayan her yıldızda adını sayıkladı dilim.
Ve o bana doğru tek bir adım geldiğinde
Ben hiç gitmesin diye bütün yolları denedim.
🏀
"Doruk?" dedim heyecanla. Bakışları yüzümde oyalanmaya devam ettikçe duramadım yerimde. Bir şey söyleyecekti. Bir şey söylemek için buradaydı. "Kaptın mı formayı?"
"Feza," dedi ve seri adımlarla ona doğru ilerlediğim sırada o da birkaç adım yaklaştı bana. Sadece ismimi söylemişti ama heyecanını yansıtması için bu yeterliydi. Devam etmesini beklerken kalbim yerinden çıkacak gibiydi. "Kaptık formayı."