Story cover for Yasaklı Bahçe (Kitap oldu) by suleeterzi
Yasaklı Bahçe (Kitap oldu)
  • WpView
    Reads 379,698
  • WpVote
    Votes 22,330
  • WpPart
    Parts 41
  • WpView
    Reads 379,698
  • WpVote
    Votes 22,330
  • WpPart
    Parts 41
Complete, First published Jan 07, 2016
Ailesinin zoruyla sevgilisinden ayrılan Ecrin arkadaşının yanına gönderilir ve orada bir adamın kızına bakıcılık yaparken hayatı ummadığı şekilde değişir...

Profilimdeki linkten Yasaklı Bahçe'ye ulaşabilirsiniz ❤︎
All Rights Reserved
Table of contents
Sign up to add Yasaklı Bahçe (Kitap oldu) to your library and receive updates
or
#521romantizm
Content Guidelines
You may also like
Ölüm Meleği ve Gül Güzeli  by pinaralcan
56 parts Complete
Karanlık bir caddede havaya sıkılan iki el ateş sesi, kalbime saplanan tarifi olmayan acı ve dudaklarımdan yere dökülen küflenmiş kan tadı, kulaklarımda çınlayan ne olduğu belirsiz haykırış sesleri... Rüya olamayacak kadar gerçek, gerçek olamayacak kadar da büyük bir yanılgıdan ibaretti. Sanki gözlerimi açtığımda her şey yalan, gözlerimi kapattığımda ise bilindik doğruların gerçekliğiyle mücadele etmeye çalışıyor gibiydim. Birbirine karışan zaman ve olay örgüsü içimi kemiriyor, kendi bedenimi ayrışan ruhumla birlikte bir köşeden izliyordum. Beni olduğum yerden ve bulunduğum konumdan çekip almaya çalışan eller bedenimi sert bir şekilde savurmaya başladı. Gözlerimi açtığımda sanki her şey son bulacaktı, son bulacak olan şey ilk başta ben olacaktım. Gökyüzünde süzülürken aniden kendimi yere çakılırken buldum. Gözlerimi açtığımda bana doğru bakan iki çift mavi göz vardı. Yerimden sıçradım ve ellerim ne yapacağını bilemeden karşımda olan adamın yakasına yapıştı. ''Derin kendine gel!'' Duyduğum sese aşinaydım fakat benim bilinçaltımda olan ses bambaşkaydı. Bilinçaltı ve gerçeklik arasında olan bağlantıyı koparmıştım. Olduğum yerde savrulup yalpalanmaktan başka bir şey gelmiyordu elimden. Farkındaydım fakat farkındalık acı veriyordu, beni düzlüğe çıkarmaya gücü yetmiyordu. İçimde olan bir ateş vardı, nice yağmurlar da yağsa, gökyüzü yarılıp içime de aksa bu ateş sönmeyecekti. Koca bir kor vardı içimde seneler geçse de dinmeyecekti. Bu ateşin adı, intikam ateşiydi. Can yakmadan geçmeyecekti...
MASKE (HİSSİZ'in ADRIAN'ı) -  RAFLARDA ÖN OKUMA by lemariz
8 parts Complete
BU HİKAYE KİTAP OLARAK BASIM AŞAMASINA GEÇTİĞİ İÇİN SİTEDEN KALDIRILMIŞTIR. YAYINLANDIĞI SÜRE BOYUNCA TAKİP EDEREK DESTEK OLAN HERKESE ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM.SEVGİLER Bu bir masal... Bu masal aşkın tutkuyla yoğruluşunun masalı... Adrian... Bir soy ismi olmak sızın hayatta tek başına tutunmuş güçlü bir erkek. Sahip olamayacaklarını arzularken yıkılan kurallar ve aşılan sınırlarla işlenen bir günah daha önce hiç bu kadar önemli olmamıştı. Maskenin ardına gizlenmiş ihtiyaçlarını saklayabildikçe yıkılmayacağına inanırken, sokakların kanunu aşk kapıyı çaldığında yeterli olacak mıydı? Jasmine... Hayatından adadığı tek bir geceye ödenen bedellerin altında ezilmiş bir kadın. Arzularına yenik düşmek hiç bu kadar cezbedici olmamıştı. Peki ya kırılan kalbi? Arzularıyla başaçıkamayan ateşli benliği teslim olduğu aşkın cehenneminde yanarken, maskesinin ardında gizledikleri kaybolan ruhlarına klavuz olabilir miydi? Not: Hikaye yetişkin içerik ihtiva edeceğinden rahatsız olacak olanları şimdiden uyarıyorum. - Tüm hakları tarafımca saklıdır. Hiçbir şekilde başka amaçlar için kullanılamaz, çoğaltılamaz ya da ticari amaç güdülerek iznim dışında basılamaz ve başka ortamlarda paylaşılamaz. Daha da dip not: okuduğunu anlayamayanlar ve başlıkları okumayı es geçenler için bu sadece bir ön okumadır!
EMANET by aysegulkalayzengin
51 parts Complete
Bebeği lösemi olan Arslan ile kardeşinin beyninde tümör olan Ayşegül, çaresizlik dolu bir dönemde kaderin ağlarını örmesiyle karşılaşır. Onların çaresizlikten başlayan zoraki evlilikleri, acaba güçlü bir aşka yuva olabilecek miydi? "Sakin misin?" diye sorduğunda, iyice yaklaştı. "Sakinim." Onun sözlerinden cesaret alarak, dudaklarıyla dudaklarına dokundu ama ansızın yüzüne yediği tokatla, şaşkına döndü. Ayşegül'ün tedirgin bakan ela gözleri, kırpışan kirpiklerinin altında fazlasıyla masum duruyordu. "Özür dilerim." "Önemli değil... Şimdi ben seni tekrar öpeceğim ve sen bana tokat atmayacaksın." "Sen öpeceksin, ben tokat atmayacağım." "Aynen öyle..." "Tamam." "Öpüyorum." "Öp..." "Tokat yok?" "Tokat yok." Arslan, dudaklarını hafifçe onun dudaklarına değdirdiğinde, Ayşegül istemsizce geri çekildi. Onun gerilemesiyle, Arslan ona doğru yaklaştı. "Kaçarsan olmaz." "Kaçmamam lazım, evet!" "Ayşegül, sakin kal..." "Sakinim. Gayet sakinim!" Karısının titreyen ellerini tuttu ve dudaklarına götürüp öptü. Onu yatıştıracak başka bir çare bulamamıştı. Onun derin bir şekilde nefes almasıyla, rahatlamaya çalıştığını gördü ve tekrar denedi. Dudaklarını onun dudaklarına yakınlaştırdı ve ansızın Ayşegül'ün onu öpmesiyle şaşkınlığa uğradı. Geri çekilen Ayşegül, telaşla söylendi. "Çok pardon! Sen öpecektin, ben tokat atmayacaktım! Ben yanlışlıkla öptüm!" Arslan, kıza şaşkınca baktı. Bu kız gerçek miydi? "Biz öpüşmeye bu kadar zaman harcadıysak, gerisi..." diyen Arslan, geri çekilip önüne döndü. Ne yapsaydılar acaba? Sakin yaklaşınca, becerememişlerdi. Bir anda mı olsaydı? Bir de onu denemek isteyerek tekrar karısına döndü ve ansızın dudaklarına yapıştı. Uzun öpücüğü, nefes almak adına sonlandığında, tekrar yanağına yediği tokatla şaşkınlığa uğradı. "Ayşegül, tokat yok demi
RESMEN AŞIĞIM by sezgisalman
34 parts Complete
"Şaka yapıyorsun, değil mi? Hayal görüyorum?" dedi en nihayetinde Uraz. Bu soruları direkt olarak arabasının bagajındaki kıza mı, yoksa genel olarak evrene mi yönelttiği şüpheliydi. Zaten Asu da tam anlamamıştı. "Sen buraya nasıl girdin?! Ne zamandır buradasın? Ya... sen... sen kimsin ya? Kimsin sen?" Asu korkmaya başladığını ve tir tir titrediğini hissediyordu. Sevdiceğinden, biricik Uraz'ından korkması çok anlamsızdı ama şu an karanlığın içinde bağırırken bir tık ürkütücü olduğunu da inkâr edemezdi. Ürkek hareketlerle kıvrıldığı yerden doğrulmaya çalışırken her yerinin nasıl tutulduğunu ve ağrıdığını anca fark etti. Eee az buz değildi! Muhtemelen üç saattir bu bagajda iki büklüm ses çıkarmadan yatıyordu. Ah o İstanbul trafiği onu bitirmişti. Yani tabii Uraz'ın niyeti yalnız gelmekti ama Asu da eşantiyon gibi olmuştu işte. Ahlaya uhlaya doğrulup ayaklarını sarkıtmak suretiyle bagajda oturmaya devam etti. Boynunu açtı. Kollarını esnetti. Sırtını kütletti. Uraz şaşkınlıkla onun her hareketini izlerken en nihayetinde delirerek "Artık konuşacak mısın?! Kimsin kızım sen?" diye bağırdı. Sonra bağırtısı evin içinde kendisini beklemekte olan arkadaşlarına ulaşacak diye korkarak hızlıca eve bir bakış attı. Asu da omuzları düşerek olduğu yerde küçülmüştü. Korkudan resmen titriyordu. "Anlatacağım. Ne olur kızmayın bana, anlatacağım."
You may also like
Slide 1 of 10
Ölüm Meleği ve Gül Güzeli  cover
MASKE (HİSSİZ'in ADRIAN'ı) -  RAFLARDA ÖN OKUMA cover
BİR YILDIZ MASALI cover
Korumam (+18)  cover
EMANET cover
Kanıkara cover
SAYE cover
Karabağ'ın esir çiçeği cover
RESMEN AŞIĞIM cover
İBRAHİM cover

Ölüm Meleği ve Gül Güzeli

56 parts Complete

Karanlık bir caddede havaya sıkılan iki el ateş sesi, kalbime saplanan tarifi olmayan acı ve dudaklarımdan yere dökülen küflenmiş kan tadı, kulaklarımda çınlayan ne olduğu belirsiz haykırış sesleri... Rüya olamayacak kadar gerçek, gerçek olamayacak kadar da büyük bir yanılgıdan ibaretti. Sanki gözlerimi açtığımda her şey yalan, gözlerimi kapattığımda ise bilindik doğruların gerçekliğiyle mücadele etmeye çalışıyor gibiydim. Birbirine karışan zaman ve olay örgüsü içimi kemiriyor, kendi bedenimi ayrışan ruhumla birlikte bir köşeden izliyordum. Beni olduğum yerden ve bulunduğum konumdan çekip almaya çalışan eller bedenimi sert bir şekilde savurmaya başladı. Gözlerimi açtığımda sanki her şey son bulacaktı, son bulacak olan şey ilk başta ben olacaktım. Gökyüzünde süzülürken aniden kendimi yere çakılırken buldum. Gözlerimi açtığımda bana doğru bakan iki çift mavi göz vardı. Yerimden sıçradım ve ellerim ne yapacağını bilemeden karşımda olan adamın yakasına yapıştı. ''Derin kendine gel!'' Duyduğum sese aşinaydım fakat benim bilinçaltımda olan ses bambaşkaydı. Bilinçaltı ve gerçeklik arasında olan bağlantıyı koparmıştım. Olduğum yerde savrulup yalpalanmaktan başka bir şey gelmiyordu elimden. Farkındaydım fakat farkındalık acı veriyordu, beni düzlüğe çıkarmaya gücü yetmiyordu. İçimde olan bir ateş vardı, nice yağmurlar da yağsa, gökyüzü yarılıp içime de aksa bu ateş sönmeyecekti. Koca bir kor vardı içimde seneler geçse de dinmeyecekti. Bu ateşin adı, intikam ateşiydi. Can yakmadan geçmeyecekti...