Bir umut çıktı genç kızın karşısına, onu sarmaladı, ailesi yaptı. Biyolojik ailesi gibi onu yetimhane köşesine bırakmamıştı umudu. Ruhunun en derin yerinde saklamıştı onu, Can. Sevgili değillerdi, arkadaş hiç değillerdi. Aile olmuşlardı. Küçük kıza her şey olmuştu.
Sorunlar ile cebelleştikleri hayatın ortasında, aniden biyolojik ailesi çıkmıştı karşısına Heves'in. Asıl sorunlar şimdi başlıyordu. Bütün gerçekler bir bir gün yüzüne çıktığında, kimsesizliğin soğuk tarafını bilenler, aynı sokağın ortasında, aynı sokak lambasının altında bir kez daha yalnızlığa terk edilecekti.
***
"Nasıl yaptın? Tutunacak tek dalım olduğunu bile bile nasıl yaptın?" diye bağırdım karanlık binanın içinde. Yankılanan sesim kulaklarıma ulaştığında kendi sesim gerçekleri tokat gibi vurmuştu yüzüme.
Bir adım attı. Bir adım kaçtım ondan. Bir erkeğe göre fazla güzel olan yüzü ürkütüyordu beni. Çekinmeden sevdiğim yüzüne bakamıyordum bile. Acı vardı zehir kahvelerinde.
Konuşmak için ağzını araladığında susturdum onu. İçimde öyle bir acı vardı ki, göğsümün tam ortasını yarıp içimdeki acıyı söküp atmak istedim. "Ben... Ben asıl şimdi kimsesiz kaldım."
Eylül, çocukluktan beri anlaşamadığı ve sorunlar yaşadığı Yavuz ile yıllar ne kadar geçerse geçsin hâlâ anlaşamaz. Sürekli başını belaya sokarak nezarethaneye giren Eylül'ü her seferinde polis olan çocukluk arkadaşı Yavuz kurtarır.
Eylül; Senin benimle derdin ne?
Eylül; Polis olmana mı güveniyorsun sen be?!
Eylül; Beni sinir etme Yavuz
Yavuz; Birincisi her adım attığın yerde değilim sen polislerin olduğu yerlerde çok sorun çıkarıyorsun
Yavuz; İkincisi mesleğimin arkasına sığınacak biri değilim Eylül
Yavuz; Başını beladan kurtarabildiğimiz mi var kızım?
***
01.05.2025
#1 polis 06.05.2025