Leyla...Büyük bir aşk hikayesine konu olmuş, fakat kendisi hala aşkı bulamamış.
Hayır, hayır! Aşkı çoktan bulmuş ve kaybetmişti. Doru... Onun Doru'su! Siyah saçlı, keskin bakışlı...
Leyla...Hiç umursamamıştı Doruyu. "Bir Heves!" demişti. Kendisinden dört yaş küçük olan Doru ona deli gibi aşıktı. Ona göre ise çocuktu daha. Kendisine hayran bir çocuk. Leyla yirmi dört yaşında umursamaz, havai yapısıyla her erkeği kendisine çekiyordu.
Fakat kimseyi ciddiye almıyordu. Doru'ya güvenirdi. Hayatında hiç bir erkeğe güvenmediği kadar...
Hayatında hiç bir erkeğe vermediği hakları vermişti. Kıskanma, sahiplenme, hatta yeri geldiğinde azarlama... Gülüp geçiyordu Leyla. Ta ki o güne kadar. Bir gün kolundan yakalayıp, Leyla'yı vücudu ile duvar arasına sıkıştırıp deli gibi öpene kadar... Doru onun hep etrafındaydı.
Her yerde! Ve şimdi hiç bir yerde. Asla dönmemeliydi!
Çünkü dönerse doğduğu güne pişman ederdi Leyla...
Uzun kabuslu geceleri atlattı sanmıştı.
Atlatmıştı değil mi?
Not:Bu çok inanılmış bir hikayedir...
Konu:
Bir hemşire işine yine her zamanki gibi geç kalır ve patronu onu işten kovar, hemşirenin Nehir diye bir arkadaşı vardır ve ona iş ilanı verebileceğini söyler. Hemşire eve geri döndüğünde akşama kadar iş arar fakat bulamaz, bu yüzden de arkadaşı Nehirin dediği gibi iş ilanı verir...
İşte her şey o ilana cevap geldikten sonra başlar.