Seninle o hayallerimizi yaşattığımız pembe dünyamızda yokuz artık geçmişte yaşadığımız mutlu günlerimiz de yok. Yağmura karşı kahvelerimizi yudumlarken ki anlattığın o masum hikayelerini de mi götürdün yoksa? Bana sarılmalarını almasaydın bari. Gülüşlerini,hüzünlerini,hayallerimize dokunmasaydın keşke. Peki ya kalbin kalbini götürebildinmi benden? Olmuyor dimi? Herşeyini aldın da bir o direniyor sana. Ayakların seni götürüyor ama kalbin burada. Tamam kabul ediyorum ayakların götürsün seni yeter ki benim sol yanımı alma. Gözlerin de tutuklu kaldığım, ellerini bırakamadığım, hayallerime sığdıramadığım insan seni çok özlicem. Her sabah beni kahve kokusuyla uyandırmanı,aşkım deyişini, kızımız ve oğlumuzdan bahsetmenin, uyanmadığım zamanlarda gıdıklayarak uyandırmanı, bana şiirler yazmanı en çok da bana aşkla bakmanı özlicem. Asıl ne üzüyor beni biliyormusun gözlerimizin bir zanlının bileğindeki kelepçe kadar güçlü baktığını söyleyip bunun üzrine gitmen deli ediyor beni.