Elimde bir bıçak, ucunda benliğim, kesikler içinde bedeni, gözleri bana dikilmiş nefretle. En büyük düşmanı olmuşum kendimin. Zihnimi aşama aşama işgali altına almış bir rüya, gerçekleri yüzüme işkence gören bir kölenin sırtına vurulan kamçının acımasızlığı, gaddarlığı ve yakıcılığıyla vuran bir rüya, ruhumun kanayan bir parçasının gözlerimin önüne serildiği soyut bir sahne. Bu rüya, benim çürümüş küçük bir parçamın acısı, isyanı ve haykırışıydı. Sessizliğinin yanında ruhumun derinliklerine doğru gönderdiği ölümcül zehir, sinsi ve istikrarlıydı.