VAYNA
  • Reads 29
  • Votes 3
  • Parts 1
  • Reads 29
  • Votes 3
  • Parts 1
Ongoing, First published Jan 13, 2016
18 MAYIS 1876
    ŞAVŞAT, RABAT KÖYÜ

    Dağın dibinden kıvrılarak yol alan dere boyunda ilerliyordu atıyla. Dar, uzun bir boğazda, derin coğrafyanın diplerindeydi. Eriyen karlarla mayıs sağanaklarıyla suyu iyice kabarmış dere; sağ yanın- dan her zamanki türküsünü söyleyerek Çoruh ırmağına doğru seğirtiyordu. Dağların ülkesinde sular önce Çoruh'a sonra da o zor denize, Karadeniz'e koşuyordu.
     Ağaçlara, taşlara, çalılara tünemiş serçeler derenin sesini bastırmaya çalışırken atlının ıslığıyla ritmik nal sesleri de karışıyordu anne doğadaki bu seslere.
    "Dıgıdık... Dıgıdık... Dıgıdık..."
    Beyaz gömleğinin üzerine siyah koyun postundan bir yelek giymişti. Gelinini almaya giden bir da- madı andırıyordu. Atı da süslüydü. Koşum takımları dikkat çekiyordu. Başlığıyla boynundaki hamut- ta bulunan mavi, kırmızı boncuklar, metal parçaları güneşte ışıldayıp duruyordu. Küçük zillerden ya- yılan seslerde dere boyundaki seslere ekleniyordu.
    Bir ıslıktır tutturmuştu. Sırtında çapraz duran bir tüfek, terkisinde kalın iplerle bağlı, üzeri çuval örtülü yabani bir hayvan vardı. Ağır ağır yol alan beyaz bulutların altında, sessiz, yavaş ilerliyordu. 
    Birden atını durdurdu... Dinledi... Dinledi... Onu durduran arayıcı, çağırıcı ses yusufçuk kuşunun sesiydi.
    "Yusuuf... Gel sütünü iç... Yusuuf... Gel sütünü iç" demişti.
    Küçüklüğünden beri sesini duyardı; ama göremezdi yusufçuğu. Bu yaşına gelmiş henüz görme- mişti onu.
    "Yusuuf... Gel sütünü iç..." dedi bir kez daha kaşla göz arasında. Yakınındaydı yusufçuk. Bodur ağaçların olduğu yerden gelmişti sesi. Bakındı ama yoktu. Hep böyle yapıyordu, kendini gösterme- den ötüyor sonra yok oluyordu.
All Rights Reserved
Sign up to add VAYNA to your library and receive updates
or
Content Guidelines
You may also like
GAYRİMEŞRU PRENSES by kayipyazar13
55 parts Complete
Gayrimeşru bir prensesten kraliçeliğe gidilen meşakkatli bir yol... En büyük varisi ölen kral, kızını öldürmeye çalışan küçük oğlunu sürgün ediyor, eşi kraliçenin ise bütün haklarını elinden alıyor. Yıllarca halktan ağıza alınmayacak sözler işiten prenses gün geliyor o saraya hakettiği ünvanı almaya gidiyor. Lanetli olduğunu söyleyenler, annesini büyücüklükle itham edenler ve türlü türlü suikast girişimlerinin ardından hakkı olan tacı kazanıyor. Omuzları yukarıda, başı dik ve istikrarlı. Beatrice her zaman pusuda. 🏹🏹🏹 "Prensesi koruyun!" Muhafızlarımın bağırışlarıyla at arabamdan başımı çıkardım. "Neler oluyor?" İçlerinden biri titreyen parmaklarıyla ağaçların arasından arkasındaki on beş kılıçlı adamla fırlayan adamı gösterdiğinde gelene baktım. İlk gördüğüm şey bir şahin kadar delici bakışları oldu. Vahşi çehresinde gözlerim gezindi. Sol şakağından yanağına inen derin bıçak yarası vardı. Kim yaptıysa gözünü ıskalamıştı. Yazık. Yeleğinden çıkardığı bıçağı elinde ustalıkla döndürerek bana doğru nişan aldı. Korkuyla gözlerimi açtım. Yüzümün yanına, at arabamın tahta kapısına saplanan bıçak saplandığı yerde titrerken içime dolan öfkeyle bana suikast düzenleyen adama baktım. "Prenses Hazretleri," dedi tükürürcesine. "Benimle geliyorsunuz." Kapıyı açıp uzun eteğime inat arabadan atladığım gibi tahta kapıya saplanmış bıçağı çekip çıkarttım. Kollarını göğsünde kavuşturarak sırtını arkasındaki ağaca dayadı. Bana küçümseyerek baktı. Onun yaptığı hareketleri taklit ederek, fakat daha büyük bir ustalıkla, bıçağı elimde döndürdüm ve nişan alarak fırlattım. Onun aksine ıskalamamış, kulağının hemen dibine, ağaca isabet ettirmiştim. Yanağına yaslı duran bıçağa yan gözle baktı. Onu alayla süzdüm. "Gel ve al korkak!" #1 kraliçe
AŞK YOLUNU BULUR by gizemmgurbuzz
45 parts Ongoing
Leonard Wellington bu sezonda evliliğin kendisi için artık kaçınılmaz olduğunun bilincindeydi. Sorumluluklarını almak, sahip olduğu dükallığa bir Düşes getirmek dahası Wellington soyunu devam ettirmek görevleri arasında birinci sıraya yerleşivermişti. Leonard ise bu durumu yadırgıyor olmasına rağmen boynunu bükmüş ailesinin ona uygun bir gelin seçmesini bekler hale gelmişti. Küçük yaşta başına gelen korkunç travması konuşma becerisini derinden etkilemiş bir adam olarak yaşamak yeterince güçken kardeşlerinin yaptığı aşk evliliğine sahip olmayı zaten aklının ucundan dahi geçirmemişti. Böyle bir inancı da yoktu. Kendini koruyabilmek adına oluşturduğu suskun, alaycı, sert görüntüsü ve sonradan eklenmiş büyük mal varlığı Wellington soyunu devam ettirebilmek için ona fazlasıyla yardımcı olacaktı. Şimdi ise gereken tek şey tüm o şaşalı balolarda boy gösterip kendisiyle yüzüne bakılmayacak bir adam olsa dahi evlenmeye çokça hevesli genç leydiler ile biraz dans edip aralarından birini gelini ilan etmekti. Andrea Wellington ilk sezonunu kendisine yakıştırdığı kimse olmadığından önüne gelen herkesi reddetmiş, ikincisinde ise aniden ortaya çıkıveren amcası Kont Mathew Wellington'un oğlu onları reddettiği için kelimenin tam anlamı ile gözden düşmüştü. Genç kız hasta babası gözlerini kapattığı vakit erkek kardeşi olmadığından her şeyini ortaya çıkan akrabası Leonard Wellington'a bağışlayacaktı. Dük hazretlerinin bu durumdan oldukça memnun olacağı aşikardı. Annesinin baskıları bu sezonda kim olursa olsun onu evliliğe zorlayacaktı hatta babası çoktan yaşlı Delroy ile anlaşma sürecine girmişti. Andrea dedesi yaşındaki adamdan kurtulabilmek adına gurur ve kibrini bir kenara bırakıp hayatının savaşına katılmaya karar vermişken vazgeçemeyeceği ihtişamlı hayatına genç ve zengin bir adamı dahil etmek için elinden gel
Geceyi Yaran Kadın •FSM | Yenileniyor  by -VESTA-
10 parts Ongoing
ÖNCEDEN OKUDUYSANIZ BİLE TEKRAR OKUYABİLİRSİNİZ, ÇOK ŞEY DEĞİŞTİ. "Buyur, Kayra. Mektubunu aldım. Beni görmeyi dilemişsin." Evet, evet diledim. Ama neden diledim? Bilmiyorum. Sefer için şans dilemeye geldim falan desem? E adam zaten kazanacak biliyorum. Neyse konuşurken düşünürüm. "Yüce Padişahım, huzurunuzda bulunma bahtiyarlığına erdim. Yarın sefere çıkacağınızı işittim, sizi uzun süre göremeyeceğimi biliyorum. Bu nedenle sizi son kez görmek istedim." Sarı Çiyan'dan bahsetmedim. Onun cezasını kendim veriyordum. Hem, bu kadar küçük bir olay için ispiyoncu olmak hoş olmaz. Mehmet, hafifçe gülümsedi ama gözleri hâlâ düşünceliydi. Dirseklerini kolçağa dayadı, parmaklarını birbirine kenetledi. "Son kez görmek mi?" diye sordu, başını yana eğerek. "Sefere çıkıyorum diye öyle mi diyorsun? Yoksa bir daha buraya çağırılmayacağını mı düşündün?" Ne demem gerektiğini bilemedim. Yalnızca gözlerinin içine bakarak gülümsedim. "Yüce Padişahım, ne haddime. Sadece sefere giden her asker gibi sizin de uğurlanmayı hak ettiğinizi düşündüm." Kaşlarını hafifçe çattı ama gözlerinde keskin bir ifade yoktu. Sanki düşünceleri başka bir yerdeydi. Sonra başını salladı, ellerini çözdü ve sırtını koltuğa yasladı. "Uğurlamak mı? Peki, nasıl uğurlayacaksın?" Bu bir sınav mıydı? Yanıtımı tartıyor muydu? Ses tonunda hafif bir alay sezdim ama asıl niyetini anlamak güçtü. "Size dualarım ve iyi dileklerimle, hünkârım." Gözleri kısıldı, dudaklarında belli belirsiz bir gülümseme vardı. "Dualarını esirgemeyeceğini bilirim, Kayra. Ama senin uğurlaman biraz daha... özel olabilirdi, değil mi? Sonuçta, benimle görüşmeyi talep etmeden de dua edebilirdin."
You may also like
Slide 1 of 10
Bir Erik Meselesi cover
Cariye'nin İkinci Hayatı cover
GAYRİMEŞRU PRENSES cover
AŞK YOLUNU BULUR cover
Geceyi Yaran Kadın •FSM | Yenileniyor  cover
İskoçya'nın Esiri (Tamamlandı) cover
MAYIS GÜNEŞİ (tamamlandı) cover
Dük ile Beş Çayı cover
Bana Aitsin (Tarihi aşk serisi 1) cover
Namus Müşkülü cover

Bir Erik Meselesi

24 parts Ongoing

"Bey bir şey demeyecek misin, Ne oldu, Ne kararı alındı?" Dedemin bakışları ben dışında tüm aile üyelerinde gezindi. Baktığı herkes yerinde kıpırdanırken ben bakmadığı halde kıpırdanıyordum. En sonunda ise tekrardan babaanneme döndü ve dudaklarını araladı. "Karar alındı. Barış sağlanacak. Biz o aşiretten bir kız alacağız ve onlarda bizden bir kız alacak." Ben rahatlamamız gerektiğini düşünürken, ortam daha da gerilmişti. Sebebini anlayamıyordum. İki aşiret aralarında düğün yapıcaktı işte. Ben umuyorum ki gönlü olan kişiler evlenir. Ortamdaki sessizlik dedemin sesi ile kesildi. Ama sanki o sessizlik artık çok daha bir sessizlik gibi geldi bana. Ölüm sessizliği gibi. "Ahter'i yarın akşama hazırlayın, Şahkar aşiretinin ağası, Ares Şahkar Yarın istemeye gelecektir." Hayır. Barış sağlansın diye her şeyi yapamazdım. Kesinlikle yapamazdım. Ben yapamazdım.