Henüz sekiz yaşındaydım. Annemler gezmeye gideceğimizi söylemişti. Gezmeyi seven bir insan değilim. Ama sesimi çıkarmamıştım. -Doğum günüm olduğu için sanırım.- Her an bir yerden kutlama bekliyordum. Gerçi bir kere bile doğum günümü kutlamadık. Neden şimdi umursasınlardı değilmi?
Yol epey sürmüştü. Sonunda beş katlı, gri, bahçeli, duvarların ardında soğuk bir binanın önünde durduk. Kapısındaki tek çiviyle asılmış, sallanıp duran, girişin estetiğini sinir bozucu bir şekilde mahveden, "Erkek Öğrenci Yetiştirme Yurdu" tabelasını gördüm. Herhalde yine yetim veya terkedilmiş çocuklara şeker, oyuncak vb. şeyler getirmek için gelmiştik. Fakat bu bavullarda neyin nesiydi?