Tabuta yattığın gün, kuyunu son kez kazacaklar...
Not: Kitap olarak satıştadır...
Odaya girdiğinde ceketini çıkarıp koltuğun yanına koydu. Psikolog soru dolu gözlerle Aziz'e bakıyordu.
- Ne? Diye sordu gülümseyerek.
- İlk defa ceketinizi çıkardığınızı gördüm, dedi doktor. Aynı anda sol kolunda olan morluklar dikkatini çekti.
- Aziz Bey nedir o morluklar?
- Bunlar mı? Ben yapıyorum, yani ben çimdikliyorum, onlarda morarıyor.
- İyide neden?
- Ses tonunuzda endişe sezinliyorum, korkmayın kötü bir durum yok, dedi ve sustu. Doktorun cevabı beklediği aşikardı. Başını koltuğun arka kısmına koyup tavana dikti gözlerini.
- Bir kızdan bahsetmiştim ya, Medine... Onunla olunca yapıyorum, dedi ve yine sustu. Doktor bir süre konuşmadan cevap bekledi ama dayanamadı sordu.
- Bunu yapmanıza sebep ne oluyor?
- Yani nasıl anlatsam, ben eşimle olan rüyalarımı anlatmıştım size. Hayatımda kimi sevsem sanki bir rüyadan uyanmış gibi hepsini kaybediyorum. Eşim, annem, babam, Münevver Teyze, Kadir, Ali... Şimdi hiçbirisi yok. Medine ile mutluyum. Çok mutluyum. Onunda bir hayal, bir rüya olmasından korkuyorum. Bu yüzden onunla her buluşmamızdan sonra rüyada mıyım diye kendimi çimdikliyorum.
- Peki neden sol kol?
Gülümsedi...
- Çünkü sağ kolum mutluluğu hissettiğim yere çok uzak kalıyor. Beni yanıltabilir diye çekiniyorum.
Gülümsedi doktor.
- Bugün seansımızın son günü Aziz Bey, size iyi gelecek tek ilacı yazıyorum buraya. Mümkünse bir ömür bırakmayın derim, diyerek reçeteyi uzattı. Aziz Veysel reçeteye baktığında ilacın adını mırıldandı.
- Medine...
Abisi'nin evlenmesiyle sonunda istediğini gercekleştirip kendi evine çıkan sibel başına gelecekleri bilseydi abisi'nin evlenmesine rağmen baba parası yemek için çalışmayı bırak ayrı ev bile tutmamasına sevinir miydi? ya "evim evim güzel evim" dediği evin ona yaşatacaklarını bilseydi ne olurdu? artık onun için yapacak birşey yoktu zamanı geriye alamazdı.Zaman onun için ne gösterecekti bilemezdi ama artık geri dönüşü yoktu. ..
Kötü kalpli bir kadın yüzünden lanetlenmişti o bedeni oyuncak bir bebekti ruhu ise yıllardır o evdeydi tek kurtuluşu lanetli bir aşktı ama kim onu sevebilirdi ki sevse onun için zorluklara katlanır mıydı? kimse katlanamazdı ona göre ya öyle değilse ya onun için bütün zorluklara katlanan biri varsa olabilir miydi?
bütün mutluluğumla evimi temizledikten sonra temizlik malzemelerini koymak için koridorun sağ taraftaki küçük odaya gidiyordum ki bir anda boynumdan tutulup duvara hızla yapıştırılmamla kalbim korkuyla çarpmaya başlamıştım karşımda bir ruh vardı elleri boğazıma sarılı gözleri öyle korkutucu bakıyordu ki boğazım sıkılmasa çoktan cığlığımı basmıştım ben ona korkuyla bakarken o bakışlarımı umursamadan konuşmaya başladı.
"o bebekten uzak dur" demişti ne bebeğinden bahsediyordu ben cevap vermek istesem bile elleri boğazımı öyle bir sıkıyordu ki sesim çıkmıyordu o ise bu durumu önemsemeden cümlesini tekrarlayıp ortadan kayboldu
"o bebekten uzak dur"