Aramadığım yer kalmadı, en son nereye koyduğumu bir hatırlarsam bu kadar sinirlenmiyecek bu kadar hırçınlaşmayacak ter dökmeyecektim. Sırtımdan süzülen ter, sinirden ellerimin bile titremesi 'nerdesin?nerede?' diye kendi kendime konuşmalarım. Tamam kabul ettim, bulamayacağım, koltuğa uzandım. Sağ kolumu katlayarak başıma dayadım, dikdim gözlerimi tavana başladım düşünmeye, düşünüyorum. Hayatta ne çok kayıp yaşarız diye. En büyük kayıp ölümdür mesala ölen birini aramazsın, ağlarsın, öldüğüne inanmazsın, kayıp büyüktür ama ruhu kayıptır. İstesende bulazmasın.. Sonra eşyanı kaybedersin maveni değeri vardır, yada çok para vermişsindir yada o pahalı değildir, manevi değeri yoktur ama çok işe yarıyordur. Cımbızdır mesela ucuzdur, lazımdır, o anda gidip yenisini alamazsın da evde vardır ama bulamazsın. Ara ara ki bulasın! Aradığında asla bulmazsın, bir gün lazım olmadığı anda açarsın çekmeceyi bir bakarsın öyle sana bakıyor dalga geçer gibi 'ben burdayım' der sana ve gülersin. Aslında her olayın sonu zaman aşımın da komiktir. Ölümlerde bile ölünün arkasından ağlarsın zaman geçtikce onu hatırladığında hep aklına onunla iligili güzel anıların gelir ve anlatırken gülersin. Bir yandan da hala nerede bıraktığımı düşünüyordum. Bir sigara bir kahve iyi gider açtım camı hava aldım. Filtre kahvenin o aroması burnuma buram buram kokmaya başladı. Hemen bir yudumluk doldurdum kupayı, yaktım nane aromalı sigaramıda camdan dışarıya bakıyorum. Camımın karşında koca bir beyaz duvar var, ona bakıyorum sanki denizmiş gibi onu izliyorum.All Rights Reserved
1 part