BERDEL
  • LETTURE 1,981,072
  • Voti 57,484
  • Parti 106
  • LETTURE 1,981,072
  • Voti 57,484
  • Parti 106
In corso, pubblicata il gen 18, 2016
Herkes sevilmek, herkes âşık olmak ister. Peki, aşkı bulacağına inanır mı herkes? Kahramanlarından çok aşk hikâyelerini sevmez miyiz hep?
   Hayatta bazı şeyler çok değerlidir. Karşınızdaki insanın sizin içinizi görebilmesi... Kalbinizi dinleyebilmesi gibi... Ama ben hayatta en çok mucizemize değer verdim. Mucize... Gerçekten buna inanır mısınız? Mesela bir kış günü gökyüzünden bir topak kar yağarken aslında içinde bir mucize taşıdığına? Ya da tamamen zıt olan iki insanın mucizevi bir şekilde bir araya gelmelerine? Ben inanıyorum. Ben gerçekten mucize diye bir şey olduğuna inanıyorum. Çünkü benim hayatım akıl almaz bir mucizeyle başladı. Umutlarımı, hayallerimi, geleceğimi bir kenara itip o mucizenin peşinden gittim. Bu akıl almaz bir şey! Hatta çılgınlık! Çünkü ben Mehir Özdemir, hayatta öncelikleri olan bir kızdım ve asla bir mucizenin peşinden gitmezdim. Sanırım kendim hakkında birkaç şey söylemeliyim. Herkes gibi sevilmek istemedim, âşık olmakta. Aşkı bulacağıma kesinlikle inanmadım. Aşk hikâyelerinin kahramanlarını da hiçbir zaman sevmedim. Şimdi de bir şey itiraf edeyim, hem çok sevdim hem de çok sevildim. Hatta hayatımda öyle bir şey oldu ki biz konuşmadan kalbimizin sesine âşık olduk. Evet, birbirinden zıt o iki insanı bir araya getiren mucizemiz Berdeldi.
  "Berdel bizim mucizemiz Mehir. Ve sen bu mucizeyle gelen bir hediyesin."
Not: Kitap olacağı için tamamen düzenlemededir.
Tutti i diritti riservati
Tabella dei contenuti
Iscriviti per aggiungere BERDEL alla tua libreria e ricevere aggiornamenti
oppure
#142mucize
Linee guida sui contenuti
Potrebbe anche piacerti
GECENİN İZİ di hisssizyazar
45 parti In corso
Yağmur yağıyor, her yeri sel alıyordu. Sokaktaki insanlar ıslanmamak için oradan oraya koşuyor, trafik arabalar sayesinde tıkanıyordu. Şemsiyesi olan insanlar rahat bir şekilde yolda yürüyordu. Şemsiyesi olmayanlar ise şanssızdı. Yağmurdan ıslanmamak için korunacak yer arıyorlardı. Şemsiyesi olmayan, elinde kalın hukuk kitapları, üzerindeki deri ceketi ile rahatça yürüyordu İzem. Acelesi yoktu. Islanmayı seven biriydi. Küçükken babası onu sokağa attığında yağmurun altında kendi kendine eğlenir, biriken suların üzerine zıplardı. Uzun kahverengi saçları ıslanıp birbirine karışmıştı. Elindeki hukuk kitapları çantasına sığmadığı için elinde sımsıkı tutuyor, ıslanmamaları için boynundaki kahverengi atkıyı kitaplarına siper ediyordu. İzem Karasu. Üniversite son sınıf öğrencisiydi kendisi. Yirmi üç yaşında, geleceğinin hayallerini kuran ve başarılı bir savcı olmayı hedefleyen bir hukuk öğrencisiydi. Son yılının bitmesine ve mezun olmasına sadece aylar kalmıştı. Metro durağına inen yürüyen merdivenleri görene kadar normal hızda yürümeye devam etti. Yürüyen merdivenler gözüne çarpar çarpmaz adımlarını hızlandırdı. İzem dışarıdan çok sert görünürdü. Bakışları her zaman insanlara nefretle bakardı. Oysaki sıcakkanlı biriydi. Sevdiklerine karşı çocuksu olurdu. Merhametli ve sevecendi. Soğuk olduğu insanlara acımazdı. Metro durağına geldiğinde metro gelmişti bile. İnsanlar birbirlerini ittirerek metroya ulaşamaya çalışıyordu. Sanki birbirlerini itmeseler metroya binemeyecek gibi bir halleri vardı. .....
Potrebbe anche piacerti
Slide 1 of 10
SAYE cover
BERDEL (Düzenleniyor)  cover
GÖNÜL KİRASI  cover
GÜNCE | Gerçek Ailem cover
LAVENA cover
Sevda\Texting  cover
Güneş Tutulması  | Yarı texting  cover
Mafya'nın ki cover
GECENİN İZİ cover
MAZHAROĞULLARI cover

SAYE

26 parti In corso

Kapının açılmasıyla içeriye giren adamıma döndüm. Beklenti içinde baktığımda yüzünde ki piç sırıtışı hayra alametti demek ki. Bulmuştu. "Abi, buldum. Yenge 24 yaşında , okuyormuş ondan görmemişsin bu zamana kadar. Abisinin düğünü için gelmiş. Temelli dönüş . Adil Beyin en küçük kızı , görüştüğü kimse yok diye biliniyor . Soruşturdum biraz ama anneleri Zeren hanımdan çok yengeden çekiniyor herkes. Abileri çok üzerine düşüyor."dedi Kadir "Adı?"diye sordum sadece "Adı. Saye, Saye Yağızoğlu. Yağız aşiretinin gözdesi" dediğinde gönlüme ektiğim tomurcuk büyüdü. Saye... Benim Sayem... Bir düğünde gördüğüm kara gözlüm. Bu zamandan sonra bırakır mıyım seni?