Kız gözlerini korkuyla açtı salonda muhteşem bir gürültü vardı. Kız alışmıştı artık yada alışmaya çalışıyordu. Sağ tarafında uyuyan kardeşine baktı genç kız sonra kapıya doğru ilerledi. Salona girdiğinde karşısında yine o kadını gördü. Bişey söyleyemiyordu. Konuşmaya korkuyordu, çekiniyordu, annesi ne kadar güçlü durmaya çalışsa da her gün biraz daha yıkılıyordu. Bir süre annesine baktıktan sonra tekrar kadının suratına baktı nefretle, kadın bir süre sonra kapıyı çarparak çıktı evden. Kız da odasına giderek kapıyı kapattı. Annesinin suratına bakmak istemiyordu, o çaresizliği görmek istemiyordu. Çünkü çaresizlik kelimesinden nefret ederdi, onun için çaresizlik demek hiçlik demekti.
Açelya, kokusuz ama güzel bir çiçek.
O da güzeldi ama ruhsuz du yıkılmıştı ruhu,yarımdı
Sonnur, son ışık
O da sona yaklaşmıştı, ışığı kendine bile yetmiyordu artık, son raddedeydi, tükenmek üzereydi.
Genç kız ruhunun hakkını veriyordu, hemde fazlasıyla.
Ama daha yaşayacaktı, ömrü bitmemisti, ışığı
''Yıllardır beni görmeni bekliyorum.''
Bir eli çıplak sırtımdayken diğer eli bacağımı okşuyordu. Sıcak nefesi dudaklarıma vururken ifadesiz kalmak benim için çok zordu. İçimden yükselen duygularla ona teslim olmak istiyordum.
''Her zaman bir adım arkandaydım. Sadece bir kere... kafanı çevirseydin beni görürdün, Aden.''
Sesindeki muhtaçlık ona hiç yakışmıyordu. Herkes onun gücünden ve ne kadar yenilmez olduğundan bahsederken onun tek istediği bendim. Hem de yıllardır...
Hislerini bilmediğimi ve onu görmediğimi düşünüyordu. Ne kadar yanıldığını ah bir bilse!
''Kokunu özledim.''
Kafası boynuma sokulurken bedenim istemsiz olarak titredi. Ben... daha önce bu hislerle hiç kuşatılmamıştım. Bedenim benden bağımsız hareket ediyordu.
''Devrim...''
Anında işaret parmağıyla dudaklarımın üzerini örttü. ''Şhhh,''
''Bugün benim sıram, Aden Özkan.''
Hem aklımı başımdan alıyor hem de konuşmama izin vermiyordu.
''Seni her gördüğümde yapmak istediğim ilk şey buydu.''
Sırtımdaki elini sıkılaştırırken bacağımdaki elini daireler çizerek belime çıkardı.
''Seni böyle kollarımın arasında sarmak istiyordum.''
Fısıldayarak, ''Sonsuza kadar.'' dedi.
''Devrim, ben...''
''Bir kez daha sözümü kesersen Aden, seni susturma yöntemim dudaklarım olacak.''
Ne!?
Şaşkınlıkla gözlerim açıldı. Kollarının sıcaklığıyla mayışan bedenim gerginleşti.
''Buna daha fazla dayanamıyorum. Sensizlik... beni mahvediyor.''
Sözleriyle darmadağın olmuş bir haldeydim. Onun olmak istiyordum.
Bunu yapamazdım çünkü bizim ailelerimiz düşmandı!
Devrim ne düşündüğümü anlamış olacak ki, ''Siktiğimin düşmanlığı umurumda bile değil, Aden.'' dedi.
Oturduğum masaya heybetli bedeniyle yaklaştı.
''Ben Devrim Soypak, seni kendime alacağım.''
''Öyle ya da böyle!''
''Hazırlan Aden, çok yakında gelinim olacaksın.''