" Yaralar sahiden kapanır mı bir gün ?" Ona söylediğim bu laf boşa atılmış ve umutsuzca cevaplanmayı bekleyen sorudan ziyade bir yakarıştı. Sustu. Sustum. "Anlatmak ister misin?" dedi usulca. "Neden anlatayım ki." "Doğru, ben kimim ki bana anlatacaksın!" Bir anda böyle öfkelenmesine şaşırmıştım ama sustum, hep yaptığım gibi. Sahi, o kimdi ki? Belki bana acıyan da yardım etmek isteyen, belki sadece merak dolu, belki de dert dinleyerek kendi derdini hafifletmeye çalışan bir yabancı. Ona anlatsam belki hiçbir şey olmazdı, belki de çok şey olurdu. Büyük ihtimalle bir daha görmeyeceğim birine anlatmak belki mantıklıydı ama ben anlatamazdım. Kulaklıklarımı yerlerine yerleştirip taştan kalktım. Ayağımdaki kumları, sanki bütün dertlerimi atıyormuşçasına silkeledim. Ve tek kelime etmeden yabancıyı arkamda bırakarak yürümeye başladım. ******* Can sıkıntısından yazılan bir kaç cümle.
4 parts