"Bırak! Defol git, birdaha karşıma dahil çıkma!"
Kolumdan tutan babamın 'Ateş' diye bağıran sesini kulağımda çılıntı halinde duyarken, göz yaşlarımın arasından haykırdım.
"BABA! BABA, NE OLUR ŞUNA SÖYLE GİTMESİN"
Ağlıyordum, sarı saçlarına değen parmaklarımın uçları acıdan sızlıyordu. Gitmesin istiyordum! Benim suçum yoktu! Herzaman ki gibi kaybeden taraf oluyorum, dizlerimin üzerine çökerken kulağıma gelen tanıdık ses dünyamı durdurmuştu sanki. Babamın kolumu bırakıp kapıya koşmasını izlerken bilincim tam yerinde değildi. Ne oluyordu?
Bir kaldırımın köşesinde buldum hayalimi.
Gözlerimi kapattım, bıraktım avucuna kalbimi.
Dedi ki, sonuna kadar tutacak mısın elimi?
İçimden cevapladım, birlikte tırmanacağız tüm merdivenleri.
Mumlar üfledim, dilekler diledim.
Kayan her yıldızda adını sayıkladı dilim.
Ve o bana doğru tek bir adım geldiğinde
Ben hiç gitmesin diye bütün yolları denedim.
🏀
"Doruk?" dedim heyecanla. Bakışları yüzümde oyalanmaya devam ettikçe duramadım yerimde. Bir şey söyleyecekti. Bir şey söylemek için buradaydı. "Kaptın mı formayı?"
"Feza," dedi ve seri adımlarla ona doğru ilerlediğim sırada o da birkaç adım yaklaştı bana. Sadece ismimi söylemişti ama heyecanını yansıtması için bu yeterliydi. Devam etmesini beklerken kalbim yerinden çıkacak gibiydi. "Kaptık formayı."