Cümlelerle kavga ediyorum,
kelimeleri tavlamaya çalışan kırık akıllı şairane yanımdan kalkmış bulunmaktayım.
Uykularımı, kabuslarıma kiralayan tecrübelerimle içiyoruz
bir masada,
ve bir masaldan atılan sahte figüranlığım tuttu,
gel şöyle,
Düştüğünde bizi çekmeye niyetli olan ne varsa, bağımlısı mı olduk?
Düşünceler halkasını çıkaramadık mı boynumuzdan?
Yarını bekleyemem
Eminim ki gece ateşkes yapana kadar,sabah olmayacak.
Tanrım! Krom kaplı bir kalple mi konuşuyorum?
Kısa saçlı donuk bakışlı bir kadının sigarasına dalıp gidiyorum.
dumanlar üflüyor,
küfür ediyor yalnızlığa, ıssızlığına,hayatına,hayatındaki kırıntılara.
Hayallerimizi birleştirip, ortaya çıkardığımız sonuçsuzluğumuzu,
Üç boyutlu duygular eşliğinde,
Samimi gülümsemelere yatırıyoruz.
Ve nefret ekerek,
kırık kalplerimize önyargılı tanrılar yolluyoruz.
istifa dilekçesini verdi vicdanım
Sesi kısılmış, notaları tecavüze uğramış,
nesli tükenmiş bi şarkıdan,insanlık dersi almakla meşgulum.
ve dudaklarının kıvrımlarında oluşan trafik,
kritik bi ameliyata itiyor cesaretimi
sonra ağlayarak , cehennemin krokisini çiziyorum yüreğime .
sonra bir parıltı, bir karanlık
ikiye yarıyor gökyüzümü,
ve ben bulanık gördüğümü hatırlıyorum,
başımı yukarı kaldırıyorum,
sadece mavi!
ve anlıyorum
hayallerimin düştüğü suda,
şimdi boğuluyorum.