14 parts Ongoing "Kadına ve öbür cesetlere geçecek olursak; bir çok araştırma ve vücut analizi yaptım.
Şimdilik elimde 206 tane beden ve bir kaç kurbağa, çekirge aileleri var. Kurbağaların zaman geçtikçe sülüğe benzediğini ve kabukluların da kuruduğuyla ilgili bir çok tespitimiz var ama bunlar bizim çalışmalarımızla bağdaşmıyor ve her kasabın arka odalarında bunlardan pek çok bulunmakta.
Ama insanların yüzlerindeki o "ölü keder" ifadesi asla geçmiyor ya da değişmiyor. Hepsinde, bebekler de bile acı dolu şekiller mevcut. Organlarını kontrol eden bir varlık olmadığı için hepsi bağımsız olarak kendi hallerindeler. Bu kısıtlı bilgiler bile üzerinde durduğumuz "ruhu" açıklar nitelikte, sadece yanlış bir toplumda adından söz ediyorum. Biliyorum, beni anlayan kitleler olacak ve bir takım bilgin insanların ağızlarından benim adlarım çıkacak.
Bazı kimseler benim bir cani ve aklını kaçırmış bir kaçık olduğumu sokak meydanlarında bağırarak ve araya bir kaç küfür serpiştirerek yabancılara duyururken ; en ücra noktada, tavanı su akıtan bir çocuk , küçük ve çatlak bir sobanın ucunda benim eserimi okuyacak.
İşte sırf o papuçları ıslak çocuk için bile olsa kukla olmaya karşı çıkacağım. Çünkü bir bedene ip geçirmek kolaydır. Kuru dut ağacına asılıp akbabaların ağızlarını sulandıracak bir besine çevirmek elbette ki hiç zahmetli değildir. Ama eğer bir ruh varsa ve sizde buna inanıyorsanız o zaman yaşıyor ve yaşayacaksınız demektir. Onları size telaffuz ettiğim üzere tehdit edemezsiniz çünkü. Canını yakacak bir madde değillerdir. Ya da kontol edemezsiniz, elle tutulmazlar ve ruh öyledir ki sizler korkup sığınacağınız küçük battaniyeniz olmadığında size yaşamı, yaşamayı hissettirir.
Bu açıdan bakılacak olursak dostlarım, bilimdaşlarım; sizce de ölüm bir ikinci doğum diyemez miyiz ?"
*/Muñeco- 81-7. İkinci paragraf itiba