Uyku ile uyanıklık arisinda gezinen şuuruna her seferinde bir balyoz darbesi gibi inen siren sesi inatla çalmaya devam ediyordu.Rüya görüp görmediğinden bir türlü emin olmadan,kivirarak iki bacağının arasına aldığı yorganını bir sağa bir sola çevirip duruyordu.Yatağının mobilyaların bir birine menteselerin paslı yerlerinden gelen tiz ses rahatsızlığı arttırırken,yorgunluktan bitap düşmüş gözünü açıp tavana baktı. Kısa bir süre yarı açık gözleri ile tavanı izledikten sonra çağrı cihazından çıkan sesi duydu.Beyninin içini kemiren siren sesini çağrı cihazına ait olduğunu kavrayinca, nerdeyse yarısını bacaklarının arasına aldığı yorganı
sertçe fırlattı.Yanı başındaki sehpanin üzerinde,yıllar önce kendisine hediye edilen,kahverengi,kare biçimindeki dijital ekrani bulunan,tam saatlerde yanıp sönen kırmızı renkli rakamları olan,karanlık odayı gözle görülebilecek kadar aydınlatan nostaljik saatine baktı. saat 03:39'u gösteriyordu dün geceden bu yana tükettiği, dudaklarından başlarayak midesine