Kolunun altında otururken, omzuma dökülen saçlarım, donuk g özlerim, pır pır atan kalbimle neredeyse bir biblo gibiydim. O hep oradaymış da, beni dekor olayım diye yanına koymuşlar gibi. Ayağında parmak arası terlikler, bacağında sarı renkli şort, üzeri çıplak bu adam... Çok... Güzel kokuyordu.
Derin bir nefes aldım ona yaklaşmadan. Kokusunu duyumsayabilirdim böylece. Düşüncemi duymuş gibi bana döndü ve yanağını yanağıma, dudaklarını kulağıma dokundurarak fısıldadı:
"Adın çok güzel."
Öylece durup ona baktım ve aklıma ilk gelen şeyi söyledim:
"Çok güzel kokuyorsun."
❝Yüzünü çok sevdim, ödünç alabilir miyim?❞ dedim birden gözlerimi gözlerine dikip. Nasıl olsa bir daha karşılaşmamız pek mümkün değildi, hem bu fırsatı kaçıramazdım hem de bu cesareti bir daha bulamazdım. Ağzımdan çıkan kelimelerin anlamsızlığıyla gözlerini kırpıştırdı.
❝Anlayamadım?❞
❝Yüzün tam hayalimdeki gibi, bir günlüğüne modelim olur musun?❞
Uyarı: Küfür ve argo kelimeler içermektedir.
Bu kurgu tamamen hayal ürünüdür, gerçeklikle hiçbir bağlantısı yoktur.
Slow burn bir hikayedir.
Üniversite #1 / 16.11.2024