"Yine karşılaştık Bucky."
Bucky, daha önce, bu sesi duymuştu. Ama kime ait olduğunu hatırlayamamıştı. Başını yana yatırıp, Steve'i incelemeye başladı. "Gözlerin çok tanıdık geliyor. Biliyor musun?"
Steve, tebessüm ederek, Bucky'e yaklaştı. "Ben her şeyi hatırlıyorum Bucky. Her şeyi." Bucky'e sarıldı. Kendini geri çektikten sonra, yüzünü, Bucky'nin yüzüne yaklaştırdı.
"En çok neyini özledim biliyor musun?" Bucky, gözlerini onunkilere dikti. "Bilmiyorum." dedi.
"Dudaklarını." dedi ve Bucky'i belinden tutup kendine çekti. Bucky kendini çekmemişti. O da istiyordu. Hala anlayamadığı bir tarafı, Steve'i istiyordu. Steve, dudaklarını, Bucky'ninkilere değdirdi.
"Kalbim aklındaki kadar geniş değil, sadece, bir kişilik yer var."
i wanna li-li-li-lick you from your heaf tou your toes
and I wanna move form the bed down to the, down to the, to the flo'
But I gonna kn-kn-kn-know what-what's your fan-ta-ta-sy?