Gizli bir şey yapıyordum ve korkuyordum. Ne kadar tedbirli olursam olayım dışarıda hep kötü bir şeyler olacakmış gibi geliyordu. Yolları kapatacak, haberleşmeyi engelleyecek bir doğal afet gibi, 5.6 şiddetinde yaşanacak bir deprem gibi, ani bir darbeyle sokağa çıkma yasağının ilan edilmesi gibi, abluka gibi, salgın hastalık sonucu karantina gibi, sonuçta beni burada mahsur bırakacak her şeyin ortaya çıkmasını sağlayacak bir neden gibi. Korkuyordum farklı bir şey yapmaktan ama bu korkunun beni ele geçirmesine engel olmalıydım. Güzel şeyler düşünürsem her şey güzel olabilirdi. O akşam boş vermek istiyordum. İşi, hayatı, her şeyi... Ama her şeyin yolunda olduğundan emin olarak boş vermek istiyordum.
Dudaklarıma bir buse kondururken "seni seviyorum,ama biraz acı cekmen gerekiyor"
Ben iki yıldır acı çekiyorum,bu ne ki? Boxerini çıkarırken onu izliyordum. Bir yere gelince utanman da kalmıyordu bu adamın yanında. Alışık olduğum şeylerdi. Bir adamın sevmediğin halde her zerresini biliyorsanız buna bir bok denmezdi!
Kalın ve damarlı penisini çıkarıp birkaç defa okşadı. Bunu yaparken gözlerimin içine bakıyordu.
"Hazır mısın?"
Hazır mıyım? Ben çocuk doğurmaya hazır değilim. Ben anne olmaya hazır değilim. Lanet olası hapı yanıma almamıştım! Ayrıca aklıma nereden gelebilirdi ki dağ başında kocamla sevişeceğimiz?
Erkekliğini girişime yerleştirirken birden içime itti. "Ahh!" Tırnaklarımı kollarına geçirdim. İçimde hareket etmeye başladı. Bacaklarımı beline doladım, topuklarım kalçalarına değiyordu. Omuzlarına sıkıca tutundum. Terden ıslanmış Saçlarımı gözümün önüne düşerken tek eliyle geriye attı.
"Kartal!"
"Sikeyim! Seni o kadar özlemişim ki!"
"Ahh! Yavaşla!"
"Hayır bebeğim,bu gece sadece benim istediğim olacak"
Omuzlarına tırnaklarımı geçirirken odadaki tek ses tenin,tene çarpma sesleri,ve kısılan sesimden çıkan inlemelerimdi. Sonuna kadar soktuğu aletiyle hayalarının kadınlığıma çarptığını hissedebiliyordum.