Gizli bir şey yapıyordum ve korkuyordum. Ne kadar tedbirli olursam olayım dışarıda hep kötü bir şeyler olacakmış gibi geliyordu. Yolları kapatacak, haberleşmeyi engelleyecek bir doğal afet gibi, 5.6 şiddetinde yaşanacak bir deprem gibi, ani bir darbeyle sokağa çıkma yasağının ilan edilmesi gibi, abluka gibi, salgın hastalık sonucu karantina gibi, sonuçta beni burada mahsur bırakacak her şeyin ortaya çıkmasını sağlayacak bir neden gibi. Korkuyordum farklı bir şey yapmaktan ama bu korkunun beni ele geçirmesine engel olmalıydım. Güzel şeyler düşünürsem her şey güzel olabilirdi. O akşam boş vermek istiyordum. İşi, hayatı, her şeyi... Ama her şeyin yolunda olduğundan emin olarak boş vermek istiyordum.
Bir kaldırımın köşesinde buldum hayalimi.
Gözlerimi kapattım, bıraktım avucuna kalbimi.
Dedi ki, sonuna kadar tutacak mısın elimi?
İçimden cevapladım, birlikte tırmanacağız tüm merdivenleri.
Mumlar üfledim, dilekler diledim.
Kayan her yıldızda adını sayıkladı dilim.
Ve o bana doğru tek bir adım geldiğinde
Ben hiç gitmesin diye bütün yolları denedim.
🏀
"Doruk?" dedim heyecanla. Bakışları yüzümde oyalanmaya devam ettikçe duramadım yerimde. Bir şey söyleyecekti. Bir şey söylemek için buradaydı. "Kaptın mı formayı?"
"Feza," dedi ve seri adımlarla ona doğru ilerlediğim sırada o da birkaç adım yaklaştı bana. Sadece ismimi söylemişti ama heyecanını yansıtması için bu yeterliydi. Devam etmesini beklerken kalbim yerinden çıkacak gibiydi. "Kaptık formayı."