Karşımdaki adam öyle çaresiz, öyle bitkin, öyle solgun görünüyordu ki benim bile canım acımıştı. "Sana seni seviyorum demek çok basit ama senin bana bu iki kelimeyi söylemen kalbimde ki bu karıncalanmayı, kafamın içinde ki bu uğultuyu götürebilir ama olmuyor işte sevemiyorsun!" Ayın sadece yüzünün bir tarafını aydınlattığı gözünden bir damla yaş döküldü ardından bir tane daha ve bir tane daha... Ellerini saçlarına daldırıp çekiştirdi. "Ben düşünemiyorum, kavrayamıyorum, en kötüsü korkuyorum, ben deliriyorum, kafamı yastığa koyduğum anda senin hayalinle başbaşa kalıyorum, gözlerimi kapattığımda kulaklarımda senin kahkahaların ben hiç bu kadar acı çekmemiştim. Ben hiç bu kadar sarhoş olmamıştım..." Yere düştüğünde bekledim ne hissediyordum? Ne düşünüyordum? En önemlisi ne cevap verecektim? Göğüs kafesimin olabildiğince hızlı inip kalkmasıyla yanına doğru ilerledim. Bi dizimi kırıp yere oturdum yüzünü avucumun içine alıp gözyaşlarını sildim gözlerinin içine bakıp yutkundum ve sordum. "Aşk mı bu?" ••..•• Belkide kabasakal, safinazı temel reisten daha çok seviyordu...